Türkiye Ürün İhtisas Borsası (TÜRİB) Genel Müdürü Ali Kırali, “Hedefimiz, ülkemizin tarım sektörünü daha da ileriye taşıyarak, hem çiftçilerimizin hem de tüketicilerimizin refahını artırmak, tarımsal ürünlerimizin dünya piyasalarında rekabet gücünü yükseltmek ve Türkiye’yi bu alanda global bir oyuncu yapmaktır.” dedi.
Ali Kırali, Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin düzenlediği tarım piyasasında 2023 yılı gerçekleşmeleri ve 2024 yılı beklentileri bilgilendirme toplantısında yaptığı konuşmada, TÜRİB’in 8 Haziran 2018 tarihinde kurulduğunu ve 26 Temmuz 2019 tarihinde ilk gongu çaldıklarını kaydetti.
Kayıtlı yatırımcı sayılarının 216 bini aştığını ve bunları ticaret borsaları acentelerinin kaydettiğini belirten Kırali, “Bu yatırımcılar kimler? Piyasanın doğal üyeleri çiftçi, tüccar ve sanayiciler. Bunların yanı sıra herkes yatırımcı olabilir. Bu konuda herhangi bir sınırlama yok. Acentemiz ticaret borsası üzerinden hesap numarası, kimlik bilgileri, cep telefonu dahil sağlanacak bilgi-belgelerle kaydın yapılması yeterli. Böylece ülkemizin dört bir yanında üretilen hububat, bakliyat, yağlı tohum ve diğer türlerdeki 18 farklı ürüne yatırım amaçlı ulaşabiliyorsunuz.” ifadelerini kullandı.
Kırali, faaliyete geçtiklerinden bu yana TÜRİB’de 185 milyar liralık işlem hacmi kaydedildiğini ve 41 milyon ton ürünün el değiştirdiğinin altını çizerek, “Bu ciddi bir rakam. Ülkemizin dört bir yanında 188 lisanslı depo işletmesi 45 il, 136 ilçe, 263 farklı lokasyonda 10 milyon tonu aşan saklama kapasitesi ile sektöre hizmet vermekte. Buradaki ürünler TÜRİB’de alınıp satılıyor. Bunun nasıl bir büyüklük olduğunu anlatabilmek için ülkemiz hububat rekoltesinin 2023 yılı için 41,5 milyon ton civarında olduğunu düşünürsek, bu rekoltenin dörtte biri TÜRİB’de işleme konu edilebilir durumda. Bu kısa zamanda katettiğimiz çok büyük bir mesafe.” açıklamasını yaptı.
Hububat ürünlerinin 2-3 ay içinde hasadı yapılan ancak ertesi hasada kadar 12 ay boyunca tüketilen ürünler olduğunu vurgulayan Kırali, “Bu süre içinde bunların bir yerde depolanması gerekiyor. İklim krizi ve dünyanın tahıl ambarı olarak nitelendirebileceğimiz bölgede yaşanan savaş sonucunda hububat üretimi gittikçe zorlaşan ve pahalılaşan bir emtia grubu haline gelmiştir. Kısacası hububat artık adeta altın değerinde. Bu gittikçe daha zor üretilen ve değeri gittikçe artan ürün grubunu hasat ettikten sonra nerede tutmak istiyoruz? Bir uçta son teknoloji kullanılarak inşa edilen ve içindeki ürünleri minimum fireyle koruyan lisanslı depolar varken, diğer tarafta ürünü toprağa gömmeye kadar varan güvenliği ve şeffaflığı daha düşük pek çok depolama çeşidi mevcut.” yorumunda bulundu.