Alanya’da Cevdet Görücü’nün elinde geçmişin kokusunu taşıyan tencereler, bir ailenin üç kuşaktır koruduğu yöresel mirası geleceğe taşırken; Kilis’te Tavacı İzzet Usta’nın taş fırınından çıkan Kilis Tava, bir şehrin kimliğini ve emeğini sofraya yansıtıyor. İki usta, farklı coğrafyalarda aynı gerçeği hatırlatıyor:
“Yöresel mutfak, Türk yemek kültürümüzün devamlılığını sağlar”
Yöresel Alanya Mutfağı
Esma Hanım’ın Yeri ve Alanya’nın Sessiz Kahramanı Cevdet Görücü
Akdeniz’in rüzgârı Alanya’nın sokaklarına karışırken, mahallesinin köşesinde dumanı tüten bir tencere, bölge halkının hafızasını diri tutuyor. O tencerenin başında, elleri geçmişin kokusunu taşıyan bir usta var: Cevdet Görücü. O, Alanya mutfağının yaşayan arşivi, bir dönemin damak kültürünü geleceğe taşıyan sessiz bir kültür elçisi gibi.
Yörük kültürünün sıcak sofrası
Bir mutfaktan fazlası. “Anneannem Alanya’nın en iyi yemek yapan kadınıydı,” diyor Cevdet Bey, yüzünde hem gurur hem minnettarlıkla. O anneannenin elinden çıkan gülüklü çorba, bir çorba olmanın ötesinde, Yörük göçlerinin, düğünlerin, bayram sabahlarının hikâyesi. Bu kültür, 150–200 yıllık bir geçmişin taşıyıcısı. Alanya’nın dağ köylerinde, taş evlerde, toprak ocaklarda başlayan o lezzet geleneği, şimdi “Esma Hanım’ın Yeri” tabelasının altında yaşıyor.
Yöresel Alanya mutfağının tarihi
Lokanta ilk olarak 1990 yılında turistik bir restoran olarak açılmış. Ancak yıllar içinde Cevdet Görücü, “şovlu sofralar”ın Alanya mutfağının ruhunu zedelediğini fark etmiş. Ardından cesur bir kararla, alkollü sistemden vazgeçip özüne dönük bir yöresel mutfak düzenine geçmiş. Bugün Esma Hanım’ın Yeri’nde sunulan her tabak, doymak için değil de geçmişi anmak için yeniyor. Bugün orada Üniversitesi hocaları, bakanlar, hatta başkanlar bile misafir edilmiş. O sofralarda yemek kültürle birlikte sunuluyor.
Bu bir aile zincirinin hikâyesi. Anneanneden anneye, anneden oğula geçen bir miras bu. Her halka, zinciri daha da sağlamlaştırmış. Cevdet Bey’in oğulları bu zincirin yeni halkaları. Biri, gastronomi eğitimi alarak geleneksel bilginin yanına bilimi katmış; diğeri, Hasan, çocukluğundan beri babasının yanında, mutfakta pişmiş “Her yemeğin bir kuralı var, mumbar dolması öyle her yerde yenmez; temizliği, pişirmesi bir emek ister.” Cevdet Ustanın bu sözleri yöresel mutfağın bir “meslek” değil, bir “mesaj” olduğunu hatırlatıyor. Ancak desteğe ihtiyaç var. Çünkü bu mutfak, tek Alanya’nın değil, Türkiye’nin yaşayan kültür mirası.

