Starbucks, koca Balkan coğrafyasında Sırbistan haricinde bir yerde yok. Karadağ’da ilk Starbucks’ı bir Türk şirketi seneye açacakmış. Hırvatistan’a 2010’da bir AVM’de ilk şubeyle girilmesi planlanmış. Ama son anda vazgeçilmiş. Neden? Çünkü “Balkan mantalitesini” anlamışlar. Bu coğrafyada kahvenin sadece kahve olmadığını çözmüşler.
Starbucks pazar araştırması için Hırvatistan ve diğer bazı Balkan ülkelerine, birbirinden habersiz iki eleman yollar. Birisi “Burada Starbucks ayarında hiç kafe zinciri yok; pazarın tozunu atarız” diye rapor eder.
Öbürü “Bu pazara girmeye değmez, her müşterinin müptelası olduğu kendi kafesi var. Starbucks iş yapamaz” der. İkincisinin raporuna uyulur ve uzak durulur. Adidas’ın Afrika’ya iki eleman yollamasına dair, belki de şehir efsanesi olan bilindik hikayeye öykünerek, bir “Balkan uyarlaması” yaptım. Ama muhtemelen her şey böyle gelişmiş olmalı.
52 yıl önce Seatle’de kurulan Starbucks, bugün 84 ülkede 36 bin civarındaki noktada kahve satıyor. Bunların yarıya yakını zaten ABD’de. Gerçi çok uzun zamandır kahve gurmelerinin gözünde Starbucks artık kendi sektörünün McDonald’s’ı muamelesi görüyor. Sadece Türkiye dahil, küresel trendlerin geriden geldiği ülkelerde hâlâ üzerinde adı yazılı, kağıt kahve bardağıyla, Starbucks logosuyla sokakta yürümek kimilerine “fiyakalı” geliyor.
Kimileri, “Bu, bardağın içindekiyle değil, dışındakiyle ilgilenenlere özgü bir şey olsa gerek” diyor. Starbucks, koca Balkan coğrafyasında Sırbistan haricinde bir yerde yok. Medyaya yansıyan haberlere bakılırsa, Karadağ’da (Montenegro) ilk Starbucks’ı Türk şirketi Zeren Holding seneye açacakmış. Hırvatistan’a 2010’da bir AVM’de ilk şubeyle girilmesi planlanmış. Ama son anda vazgeçilmiş. Neden?
Çünkü “Balkan mantalitesini” anlamışlar. Bu coğrafyada kahvenin sadece kahve olmadığını çözmüşler. Bir yudumluk espresso kahve ve sigarayla bir kafede birkaç saat oturup sohbet eden insanların coğrafyasında, “Hızla kahveni iç git, hatta daha iyisi kağıt bardakta al git ve yolda iç” tarzının tutmayacağını görmüşler.