Ankara Üniversitesi ve Barcelona Üniversitesi’nden araştırmacılar Türkiye’deki su havzalarını inceledi. Bilim insanlarına göre 2040’a dek Türkiye’nin su potansiyeli yüzde 40 azalacak. 2100’e gelindiğinde su kaynaklarının yarısının yitirilmiş olması bekleniyor.
Dünya, Sanayi Devrimi öncesi döneme göre 1 derece daha sıcak. Kapıda bekleyen tehlike ise daha büyük: Şayet sera gazı emisyonları mevcut halde devam ederse 2030-2052 yılları arasında 1.5 derecelik sınır da aşılacak. Türkiye ise bu 1.5 derecelik eşiği çoktan aştı. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 1.5 Derece Raporu’na göre 2017 yılında ülkenin ortalama sıcaklığı bu sınırı geçmişti. 2100 yılına geldiğimizde ise küresel sıcaklık ortalaması 1.5 derece artmış olacak ve bu yaşamımızı tümüyle etkileyecek.
Küresel ısınma ve iklim değişikliğini en çok hissedeceğimiz alanların başında da hiç şüphesiz tarım geliyor. Dünya ısınmayı 1.5 derece sınırında tutmanın yollarını ararken Türkiye’yi kapıda bekleyen tehdidin niteliği de bir araştırmayla açığa çıktı.
Su açığı yüzde 50’yi bulacak
Türkiye, 25 hidrolojik havzadan oluşuyor. Uzmanlara göre iklim değişikliğinin ülkedeki su kaynaklarına etkisi en çok 2015-2040 yılları arasında gözlenecek. Kötümser senaryoya göre 2040’a dek ülke genelinde su kaynaklarında yüzde 40’lık azalma yaşanacak ve 2100’e gelindiğinde su kaynaklarının yarısı yitirilmiş olacak. Ankara Üniversitesi ve Barcelona Üniversitesi’nden araştırmacılar da bu havzaları mercek altına aldı. Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü’nden Prof. Dr. Gökşen Çapar ile Dr. Tolga Pilevneli ve Barcelona Üniversitesi’nden Clara Sanchez-Cerda, iklim değişikliğinin 25 nehir havzasında yaratacağı etkiyi su ayak izini baz alarak 2015-2100 periyodu için inceledi.