Yerli üretici maliyetler nedeniyle zor günler yaşarken pazar yerlerinde İran’dan ve Mısır’dan gelen marul, karnabahar ve kırmızılahana satılıyor. Son üç yıldır İran’dan karnabahar ithal edildiğini belirten Tarım Yazarı Kutlu, “Artık sebze de ithalat listesine ekleniyor” dedi.
Tüketiciler çarşı pazarda sebze fiyatlarının yüksekliğinden yakınıyor. Tezgâhlardaki kış sebzeleri dahi el yakıyor. Yerli üreticiler ise sürekli artan maliyetler nedeniyle üretimde zorluklar yaşıyor. Gıda enflasyonu gelirin önemli bir kısmının gıdaya ayrılmasını zorunlu kılıyor. İktidar ise bu konuda da çözümü ithalatta arıyor. Pek çok tarım ürününde yıllar içinde ithalatçı konumuna gelen Türkiye yaş sebzede de ithalatı artırmaya başladı.
2024 yılının Ocak-Kasım döneminde sebze ve meyve ithalatı için 1 milyar 208 milyon dolar harcandı. Ancak ithalatı artan ürünler içerisinde karnabahar ve kırmızılahana gibi kış sebzelerinin yanı sıra marul da dikkat çekti.
Geçen yılın 11 ayında İran’dan 777 ton karnabahar, 621 ton iceberg marul, 16 ton kırmızılahana ve Mısır’dan 65 ton iceberg marul ithal edildi. İthalata rağmen Kasım ayında kış sebzelerinde yaşanan fiyat artışları hızlandı. Sadece bir ayda fiyatlar yüzde 30, bir yılda ise yüzde 126 arttı. Aralık ayında ise yapılan sebze ithalatı sonucu fiyatlar yüzde 2 geriledi.
Tarım yazarı Gazi Kutlu, zaman zaman gümrük vergilerinin sıfırlanması ile tarım ürünleri ithal edildiğini hatırlattı. Kutlu, Türkiye için sebze ithalatının akla gelmeyecek bir konu olduğunu belirterek “Maalesef geçen yıl, komşumuz İran’dan iceberg marul, karnabahar ve kırmızı lahana ithal edildi. Daha önce de patates ve kuru soğan ithalatı yaptığımız Mısır’dan da iceberg marul ithal ettik. Rakamlar durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor. Türkiye, bu ithalatlarla birlikte sebze ithal eden bir ülke konumuna gidiyor” ifadelerini kullandı.
∗∗∗
PAHALI GIDAYA MAHKÛM OLDUK
Çiftçinin yeterli destek bulamadığını, yurttaşın ise pahalı gıdaya mahkûm edildiğini belirten Kutlu, şöyle konuştu: “Türkiye, Avrupa ve OECD ülkeleri arasında gıda enflasyonunda birinci, dünyada beşinci sırada. Bu, tarım politikalarının köklü bir revizyona ihtiyacı olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Üretimi desteklemek ve maliyetleri düşürmek yerine ithalatla günü kurtarmaya çalışan politikalar hem çiftçiyi hem tüketiciyi mağdur ediyor. Türkiye gibi tarım potansiyeli yüksek bir ülkede bu tablo, kabul edilebilir olmaktan çok uzak.”