Ülkemizin mutfak denince akla gelen ilk ve en ilham verici kadınlarından Refika Birgül, Burak Arpak’la birlikte Türk mutfağının tekniklerini detaylarıyla bulabileceğimiz bir kitaba imza attı: Miras: Türk Mutfağı Teknikleri 1. Birgül, profesyonel mutfakların erkek egemen olduğunu söylerken, yine de dengesizliğin azalacağını düşünüyor.
Türk mutfağının tekniklerini detaylarıyla ele alan Miras: Türk Mutfağı Teknikleri 1 kitabı, yemek yapmanın sadece bir hazırlık süreci değil, aynı zamanda bir kültürel mirasın korunması ve aktarılması çabası olduğunu vurguluyor. Refika Birgül ve Burak Arpak’ın ortak çalışmasıyla, 9 yıllık bir emeğin ürünü olarak İş Bankası Kültür Yayınları’ndan yayımlanan kitap, mutfakta kaybolmuş teknikleri yeniden hayata geçiriyor ve Türk mutfağını evrensel bir dil haline getiriyor. “Mutfakta bir kadın olarak var olmak, gelenekle yeniliği dengelemek için büyük bir sorumluluk taşıyor. Ama bu sorumluluk, aynı zamanda keyif aldığım ve tutkuyla sürdürdüğüm bir yolculuk” diyen Refika Birgül, mutfakta kadınların rolünü güçlendirmenin, kültürel mirasımızı yaşatmanın önemini vurguluyor.

Yemek ve mutfak kültürüne olan ilginiz nasıl başladı? Koç Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra, profesyonel mutfak dünyasına yönelme kararını nasıl verdiniz?
Yemeğe ilgim pek çoğumuz gibi çocukken başladı. Anne tarafından Kıbrıslıyım. Orada ailenin en gençleri kahve yaparak başlar ocağa boyları yetişebildiği zaman. Baba tarafından da Nevşehirli halalarımla toplanıp sulu köfte yuvarlayıp, mantı kapattığımız bir çocukluk geçirdim. Ve sevdiklerime sevgimi gösterme yöntemi olarak seçtim yemek yapmayı. Ben disleksiğim. Birilerinin tariflerini okuyup, reçeteyi takip ederek o tarifi yapamam. Dolayısıyla evde yemekleri kendi hayal gücüm ve malzemelerin beni götürdüğü yerlere göre yaparken, yemek benim için diğer profesyonel hayatta kullanamadığım yaratıcılık, kontrolcülük ve iş bitirme duygularımı bir nevi terapiye aldığım yerdi. Bana yemeğe gelen arkadaşlarımın gazları ile “Biz hayatımızda böyle lezzetli yemekler yemedik”, “Bu ne kadar iyi bir fikir” gibi cümlelerinden cesaret alarak bir kitap yazdım. Sonra hayatım değişti.

Yemek kültürüne dair içerikleriniz, tarifleriniz ve anlatım tarzınız pek çok insan için ilham verici. Sizi rol model olarak gören insanlardan aldığınız en etkileyici geri bildirim ne oldu?
Yemek kültürüne dair içerikler, tarifler ve anlatım tarzı her gün aslında insanın kendi olması ve kendi kalmasına dair bir mücadele. Japonya’dan ta benim ilk yemek programım olan Mucize Lezzetler’i, tesadüfen karşısına çıkıp bir kelime Türkçe bilmeyerek, onu çok iyi hissettirdiği için izleyen, daha sonra Mucize Lezzetler’in bütün bölümlerini internette defalarca izleyip yavaş yavaş Türkçeyi anlamaya başlayan ve bizim YouTube kanalımız olunca bizi bulup o videolardan ciddi Türkçe konuşabilmeye başlayan ve de Kuzguncuk’ta, bizi bulmaya geldiğinde, sokakta karşılaştığım, benimle, benden öğrendiği Türkçesiyle Türkçe konuşmaya çalışırken, benim kafamın karışıp ona İngilizce cevap vermeye çalıştığım Japon Chika Hanımefendi hiç unutamadığım bir insandır. Ayrıca ailem sizi örnek verdikten sonra aşçı olmama izin verdi diyen pek çok gencin varlığı da beni ayrı mutlu ediyor.