Prof. Dr. Aykut Gül: Tarım ekonomisi açısından Suriye’nin dönüşümü ve Türkiye’ye yansımaları-2

Ülkelerinden kaçarken yaya ve sadece taşıyabildikleri birkaç eşya ile gelen bu insanlar, şimdi arabaları ve daha fazla eşyaları ile daha hızlı bir şekilde dönme imkânına ve arzusuna sahipler.

Suriyelilerin ülkelerine dönmesi, istihdam açısından iki sorunu karşımıza çıkartabilir: (1) Tarımda çalışmaya çok da istekli olmayan yeni işgücünün temini, (2) Yeni işgücü ücretlerini daha yüksek olması ve maliyet enflasyonunu körükleme riski.

Karadeniz’de Gürcüler, hayvancılıkta Afganlar ve bitkisel üretimde ise Suriyeliler… Ülkemizde bazı kesimler görmek istemese de ekonomik açıdan büyük katkı sağlıyorlar.

Güç birliği ve fırsatlar

Türkiye, bir yandan ucuz işgücünü kaybederken diğer yandan da Suriye’nin imarına odaklanmak durumunda. Suriye’nin bereketli topraklarında verimliliğin sağlanması, kırsal altyapının yeniden tesisinde Türkiye’nin büyük rolü olacaktır. Özellikle Suriye’nin kuzeyinde yeraltı su rezervleri tüketildiğinden su yönetimi ve modern sulama tesislerinin kurulması en öncelikli konu. Bizde uygulanmakta olan tarımsal üretim planlaması, yeniden ayağa kalkan bir ülke için iyi bir başlangıç olabilir. Bereketli topraklarının yanı sıra ucuz enerji avantajı ve sahip olduğu limanları ile lojistik üstünlüklere sahip bir ülke Suriye. Ayrıca, Kalkınma Yolu Projesi’ne de dâhil edilebilir. Ancak şu kadarını söylemeliyiz ki çok kısa vadede mümkün olmasa da orta ve uzun vadede, tarımda işgücü açığını, artan makineleşme ve dijitalleşme ile ve gençlerimizin tarıma yönelmelerini özendirici teşviklerle kapatmamız gerekecek.

Tarım diplomasisi

Son olarak, dönecek olan Suriyelilerin bizim adımıza tarım diplomasisi yapacaklarını bilmek ve bunu önemli bir fırsat olarak görmek gerekiyor. Sonuçta Türkçe bilen, Türk okullarında okuyan, Türk kültürünü yakından tanımış ve en önemlisi de kardeşlik hukuku oluşmuş gençlerden bahsediyoruz. Yeni Suriye bambaşka bir Suriye olacak. Ve Suriyeli, kara günlerinde yanında kimlerin olduğuna bakacak. İşte bu bizim yumuşak gücümüz. Bu gücü, özellikle Suriye’nin tarımsal gelişimi ve bunu Türkiye ile güç birliği oluşturarak yapmak için tarım diplomasisi devreye sokulmalı. Tarım diplomasisinin öncüleri neden genç akademisyenler olmasın? Ülkemizde Arapça bilenlerin sayısı oldukça fazla. Ancak üniversitelerde çok sınırlı. Artık yüzümüzü Ortadoğu’ya dönmeli, Osmanlı’dan gelen kardeşlik hukukunu, Afrika’da ve Türk cumhuriyetlerinde olduğu gibi, bu bölgede de kuvvetlendirmeliyiz. Şimdi yapılması gereken, Tarım ve Orman Bakanlığı öncülüğünde, akademi, iş dünyası, sivil toplum ve diğer paydaşlarla bir araya gelerek bu konuda izlenmesi gereken stratejileri belirlemek için çalıştaylar düzenlenmesi. Suriye’nin öncelikle gıdada kendine yeterliliğini sağlamak ve ülkemizle iş birliği imkânlarını ortaya koymak bugünün en acil meselesi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

TARPOL, tarım ve gıda ekosistemine ilişkin veri kaynağı oluşturdu

https://youtu.be/KMHR3IahqCE?feature=shared www.tarpol.org.tr Tarımsal Strateji ve Politika Geliştirme Merkezi (TARPOL), küresel ve...

Gelirde sonuncu fiyatta 1’inciyiz

Ortalama gelirde Doğu Avrupa ülkelerinin arkasında kalan Türkiye, ürün...

Katma değer katılarak yapılacak ihracatla sektör daha da gelişecek

Global pazarda son beş sezonda elde ettiği ortalama yüzde...

Balıkçılığın karbonu yakalanabilecek

Bilim insanları sürdürülebilir balık endüstrisinin sağlanması için yeni model...