Prof. Dr. Aykut Gül: Gıda güvencesi vizyonu

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2024- 2028 Stratejik Planı hakkında üçüncü köşe yazımız. Bakan Yumaklı’nın Tarım ve Orman vizyonuyla ilgili ortaya koyduğu; iklim değişikliği, nüfus artışı, göç hareketleri, jeopolitik riskler, doğal afetler, salgın hastalıklar, güvenilir gıda, toprak ve su kaynaklarının azalması ve kirlenmesi, küresel gıda arz güvenliği, gıda milliyetçiliği, gıda ticaretindeki korumacı eğilimler ve tarımsal girdi fiyatlarındaki istikrarsızlık gibi ölçütlerde gıda güvencesi öne çıkıyor.

Bunu amaç ve hedeflerde de fark edebiliyoruz… Türkiye Yüzyılı vurgusunda, tarımsal girdi tedarikinde dışa bağımlılığın azaltılacağı ifadesini önemsiyoruz. Çünkü “gıdada yeterlilik” konusunu konuşurken çoğu zaman bu boyutu ihmal ediyoruz. Yeterlilik konusuna hep “çıktı” odaklı bakıyoruz.

Oysaki üretimin sürdürülebilir olması üretim girdilerinin zamanında ve uygun fiyata temin edilebilmesine bağlı. Yağlı tohumlular dışında önemli ölçüde kendine yeterli görünen bir ülke olmamıza rağmen, en büyük risk, başta kimyasal gübreler, zirai mücadele ilaçları ve yem olmak üzere birçok üretim girdisinde ithalata bağımlılığımız… Bu plan döneminde, gıda güvencemizi riske sokan bu konunun üzerine gidileceğini anlıyoruz.

Gıda güvencesi vizyonunu gerçekleştirmeye yönelik 7 amaç ve 52 hedef, bize planın öncelikleri konusunda ipuçları veriyor. Aile işletmeleri, kadınlar, gençler, tarımsal örgütler, eğitim ve danışmanlık, amaç ve hedeflerde yer alan başlıca anahtar kelimeler. Üretim planlaması, sözleşmeli üretim, tarımsal girdilerde dışa bağımlılığın azaltılması, su verimliliği, iklim değişimine uyum ve dijital dönüşüm, hedeflerde öne çıkıyor.

Performans göstergeleri

Plan dönemi başlangıcına ve sonuna ait sayısal verilerin yer aldığı temel performans göstergeleri, yeteri kadar olmasa da kamuoyunda tartışıldı. Halihazırda hiç yapılmayan planlı üretimin, bitkisel ürün/ ürün grubu bazında, dönem sonunda 17’ye çıkartılması hedefleniyor.

Bu gösterge tablosunda yer alan dönem sonu değerlerinin kümülatif olması kafaları karıştırıyor. Örneğin, ilk gösterge olan yağlı tohumlu bitkileri üretim miktarının kümülatif verilmiş olması anlamlı değil. Ayrıca son sütunda yer alan verilerin hepsi de kümülatif değil. Örneğin, “Korunan alan sayısı”nın 660’tan 735’e çıkartılması öngörülüyor. Bu rakam kümülatif olmayıp dönem sonu değerini yansıtıyor olmalı…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Tarım Bakanlığından hayvancılık desteklerine ilişkin açıklama

Tarım ve Orman Bakanlığı yeni destekleme modelinde öne çıkan...

Elazığ’ın üzümlerinde ‘yok’ sezonu: Don vurdu, sıcaklık kuruttu

Elazığ'ın üzüm üreticileri, bu seneki rekolteden umutlu değil. Üreticiler,...

SOL Parti’den Trabzon’da eylem: “Fındıkta ve çayda sömürüye son!”

SOL Parti, Trabzon'da "Fındıkta ve çayda sömürüye son" sloganıyla...

Kimsenin uğraşmadığı bir işle girişimci oldu | Gurvita kurucusu Bahar Şamhili Tanju

https://youtu.be/7yh-x2nce-c?feature=shared 2017’de Türkiye'nin ilk ilikli kemik sularını jöle kıvamında soğuk...