AKP iktidarının onlarca yıllık icraatları mülkiyet rejiminin, kamusal alanın ve ortak varlıkların özel çıkarlar lehine gaspı üzerine kurulduğu binlerce örnekle doludur. Henüz geçtiğimiz günlerde bir gecede 16 şehirde güneş enerji santrali, rüzgâr enerji santrali alanları ile doğalgaz dağıtım, depolama ve enerji iletim ve dağıtım alanları için 20 noktada taşınmazlar hakkında acele kamulaştırma kararı verildi. Kimsenin haberi olmadı. Onlarca yılda hazine arazilerinin, ormanların, tarım arazilerinin, meraların gaspı artarken kır emekçilerinin toprağa erişimi antidemokratik biçimde engellendi. Köylüler onlarca yılda binbir emekle büyüttükleri ağaçları tek tek savunmak için tarlalara döküldü. Her bir gasp daha fazla yoksullaşmanın, daha fazla açlığın, daha fazla afetin kapısı araladı.
∗∗∗
Tablonun bir başka versiyonu da kentsel ölçekte gerçekleşti. Özel mülkiyet rejimi lehine yapılan düzenleme ve politikalar neticesinde konut ve kentsel araziler rant amaçlı spekülasyonun aracı haline getirildi. Kentli nüfuslar arası mekânsal ve sınıfsal ayrışma daha da derinleşti. En canlı örneğini günümüzde konut/barınma sorununa yansımasında gördüğümüz bu gasp süreci milyonlar için kiracı olmayı bile hayal edilemez hale getirecek bir yere vardı. Evsizlik ve afetlerle burun buruna, niteliksiz konutlarda yaşamaya mecbur bırakıldığımız bu tablo daha betere doğru gidiyor.
∗∗∗
Geçtiğimiz haftalarda TBMM’ye sunulan “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” bu yönde atılmış bir adım oldu örneğin. Kabul edilmesi ardından ilk defa bir yerleşim yeri “rezerv yapı alanı” olarak ilan edildi. Hatay’ın Antakya ve Defne ilçesine bağlı muhtelif mahalleleri sınırları içerisinde yer alan 207,35 hektar büyüklükteki bir alanı rezerv yapı alanı olarak ilan edildi.