Geçen perşembe Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile DSİ’deki makamında bir buçuk saat sohbet ettik. Üretim sorunlarından çiftçiye, toprak dağılımından su kullanımına kadar ufuk turu yaptık.
İlk kez böyle bir diyalog ortamı olduğu için sorularımızın çoğu çengelli kaldı ama en azından “konuşabilmek” iyidir!
Önce Yumaklı’nın genel değerlendirmelerini paylaşalım:
– Gıda güvenliği bir ülkenin özgürlüğüdür.
– Türkiye dünyanın en verimli topraklarına, hemen her türlü üretim için elverişli toprak ve iklim yapısına sahip. Bunu çok iyi değerlendirmek zorundayız.
– İklim değişikliği kendisini hissettirmeye başladı. Şiddetli sel ve şiddetli kuraklığı aynı ana yaşayacağız. Buna hazırlanıyoruz. DSİ üst yönetiminin çoğu Ankara dışında.
– Suyun yüzde 74’ü tarımda, kalanı evlerde, sanayide ve diğer alanlarda kullanılıyor. Tarımda tam bir vahşi sulama var. Bunu düzene sokmanın yatırımlarını hayata geçiriyoruz.
– 2001’den beri yapılmayan tarım sayımını tamamlıyoruz. Sonuçlarını 2025’te açıklayacağız.
– İddia ile söylüyorum, ağustosta açıkladığımız üç yıllık yeni destek programı ile gerçek anlamda planlı ve üreticinin mutlu olacağı bir süreç başlamış oldu.
***
Yukarıdaki konuların her biri ayrı yazı konusu olacak derinlikte. Yumaklı’nın “başlattık”, “planladık”, “hazırlanıyoruz” dediği adımların çoktan tamamlanmış, sonuçlarının konuşuluyor olması gerekirdi.
Atılan adımların da Yumaklı’nın iyimserliği kadar olumlu sonuç verip vermeyeceğinden emin değiliz.
Yumaklı, övünçle tarımsal üretimde Avrupa birincisi, dünya dokuzuncusu olduğumuzu paylaştı. Ancak bu derecelemenin, örneğin buğday ithal edip un ihraç etmeyi de içine aldığı dikkatte tutulunca, tümüyle topraklarımızın bereketini yansıtmadığı ortaya çıkıyor. Salt bu durum başarı sayılırsa bakanlığı adını, Tarım, Orman ve Tüccar Bakanlığı olarak değiştirmek gerekir!
Yine sonuçlarından büyük beklenti içinde olduğu “ürün deseni” yıllardır konu edilir. Hangi ürünün nerede ekileceğini, ne ölçüde ihtiyaç duyulduğunu, dünya pazarı içindeki yerini öngörmek hele günümüz olanaklarıyla artık zor değil. Bunun başlatılması güzel ama ne ölçüde yaşama geçeceğine dair endişeler var. Görüşünü aldığımız üretici temsilcileri atılan adımı olumlu buluyor, sonuçları için yorum yapmayı erken buluyor.
Bütün mesele tarımın içindeki kesimlerin kendini güvende hissetmesi ve mutlu olması. Tarım yaşı 56’dan 58’e çıkmışsa, bu düşündürücü! Bu durumda yakında tarım aletleri arasına asa ve bastonu da koymak gerekir!