Murat Sabuncu: Deprem notları: Toplum yan yana durmak istiyor, hiçbir siyasetçi buna engel olmasın

0
363

Felaket anında öyle bir uyanış, fark ediş oldu ki… Biz birbirimizin canıyız, ilacıyız, yoldaşıyız, biz halkız. Farklı görüşlerde olunabilir ama ortak geleceğimiz için bir masa etrafında oturup konuşmalıyız. Toplum yan yana olmak istiyor, hiçbir siyasetçi buna engel olmasın. Cumhuriyetin 100. yılında tarihi seçimler öncesinde bir ve bir arada olmak-durmak önemli.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı, eski Enerji Bakanı Berat Albayrak kendisiyle konuşan bir AKP seçmeninin “Valla AK Parti’ye o kadar güveniyoruz ki Sayın Bakanım, Cumhurbaşkanımız çıksa, şuradan Ay’a kadar dört şeritli yol yapacağım dese, vallahi inanırız” dediğini aktarmıştı mutlulukla.

Erdoğan “Ay’a dört şeritli yol yapacağız” demedi ama 2023 yılında Ay’a gidileceğini ‘müjdelemişti’. ‘Ay’a gitmeyi hedefleyen iktidar ve liyakatsiz isimlerle doldurduğu kurumları, ülkeyi sallayan deprem sonrası bölgede pek çok yere en az iki gün gidemedi. İktidar ortağı Devlet Bahçeli 15 gün sonra bugün bölgeyi o da Erdoğan ile birlikte görecek. Üstelik depremin vurduğu yerler arasında kendi doğduğu Osmaniye de var. Ankara’dan arabayla 6 buçuk saatte gidilebilecek bir yer bu il. Daha acısı her fırsatta, pek çok konuşmasında ‘varlığını armağan ettiğini söylediği Türk milletine’ ve depremden sonra dışarıda kalan yüzlerce hemşehrisine, kendi boş evinden başta yemek servisi yapılması ya da en insani ihtiyaçlara kullanılması için kapıların açılması talimatını vermedi.

Albayrak’ın paylaşırken mutlu olduğu ‘aya dört şeritli yola inanma’ vurgusunun alt metninde, aynı zamanda AKP’nin propaganda aygıtlarının yapısına duyulan güven de vardı elbette. Neredeyse tamamı ele geçirilmiş medya adı altındaki propaganda aygıtları, ne soracakları ya da soramayacakları önceden yazılarak ellerine verilen ‘gazeteci’ adı altındaki propaganda elemanları bir yanda… Sosyal medyada örgütlenmiş maaşlı trol ordusu öte yanda. Tarihten bugüne bugünden tarihe bin bir çarpıtmayla kurulan-kurgulanan diziler başka bir tarafta… Tüm bunlar oy için, kutuplaştırarak kendi seçmenini bir arada tutmak için yapıldı. Biz ve onlar vurgusu toplumun bir arada durma duygusunu tahrip edip durdu.

Gazetecilik yapmaya çalışan bir avuç kişi için ise gelsin soruşturmalar, hapisler, itibarsızlaştırma çalışmaları, hedef göstermeler, sokakta şiddet…

Peki ya son deprem felaketi? Aygıtlar burada da devreye girmeye çalıştı elbet. Daha önce ‘başarılı’ olmuşlardı ne de olsa…

17-25 Aralık montajdı.

‘Ne istedilerse verilen’ eski ortak Fethullahçıların darbe girişimine kadar giden yargı-ordu-polisteki yapılanması ‘kandırıldık’ diye açıklandı. Alakalı alakasız herkes terör destekçisi olarak fişlendi bir tek siyasi ayak sorgulanmadı.

Maden kazaları fıtrat, her felaket kader idi.

Yanlış ekonomik reçetenin yarattığı ekonomik buhran doğru olmayan bilgilerle ‘dünyada da sıkıntı var’ diye geçiştirilmeye çalışıldı.

Zaten durumu eleştirenler, terörist, beşinci kol faaliyeti yürütücüleri, hainlerdi.

Son deprem felaketinde önce ‘asrın felaketi’ tanımı devreye sokuldu. Bütün aygıtlar haberlere böyle başlayacaktı. Eh felaket asrın ise iktidar ne yapsındı? Tuttu mu tutmadı…

Sonra acıya ve ihtiyaçlara kapanan mikrofonlar, görüntüler  mucizelere yöneldi. Elbet herkes mucize istiyordu-arıyordu ama ya geride kalanlar? Olmadı…

Sonra ‘bağış’ adı altında vatandaşın parası bir cepten bir cebe aktarıldı, bunun tüm ekranlarda şovu yapıldı. Bu da tepki çekti.

Ve tabii bilinen yöntem. Baktın olmuyor ‘deftere not ediyorum ha’ diye tehdit et. Bunun AKP yargısı eliyle er ya da geç hapisle sonuçlanacak bir süreç olduğunu herkes biliyordu. Ama bu da etki etmedi.

Seçimleri erteleme konusunda nabız tutmaya kalktılar, toplum öyle sert bir tepki verdi ki ondan da vazgeçmek zorunda kaldılar. Tabii net tarih açıklanana kadar herkes tetikte olmalı.

Muhalefetteki partiler; Millet İttifakı’ndan Emek ve Özgürlük İttifakı’na, hiçbir ittifakta olmayan diğer partilere alanda daha organize bir faaliyet yürüttüler. Acıları sarmaya çalıştılar. Partiler, partililer, milletvekilleri, belediye başkanları alandaydı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz