Çünkü ülkemizin genlerine işlemiş bir refleksi var. Uçlarda dolaşmayı, duyguları ak ve kara olarak ifade etmeyi seviyoruz.
Ya hep ya hiç, ya iyisindir ya kötü. ya düşmansındır ya dost, ya tarafsındır ya değil.
Oysa bu genellemeler, kesip atmalar en insani özelliğimizi, empati kurma yetimizi devre dışı bırakıyor.
Michelin’in eksiklerini eleştirelim ama kantarın topuzunu kaçırmayalım. Ödül alanları almayanlarla karşılaştırmak yerine sistemin aksaklıklarını konuşalım. Şeflerimizin de söylediği gibi Michelin başta olmak üzere uluslararası rehberlerin Türkiye gastronomisine, sektörün gelişmesine, dünya çapında tanınırlığının artmasına katkısı büyük.