Gün geçmiyor ki tarım ve gıda ekosisteminde hurafe bir bilgiyle karşılaşmayalım. Gıda hurafecilerinin daimi düşmanlarından biri mısır, tüm kötülüklerin anası olarak lanse ediliyor. Her yıl dünyada 200 milyon hektarda ortalama 1,2 milyar ton mısır üretiliyor.
Yaklaşık yüzde 65’i yem sanayiinde kalanı biyoyakıt ve çeşitli endüstrilerde kullanılıyor. Kullandığı suya göre katma değeri en yüksek tarım ürünü mısır; gıda, tekstil, kâğıt gibi binden fazla sektöre değer katıyor. Türkiye’de her yıl 300 bin çiftçi 9 milyon tondan fazla mısır üretiyor. 2023 yılında 2,932 milyar dolarlık ihracat yaparak, ülkeye 349 milyon dolarlık bir gelir kazandıran mısır sektörü, tarım istihdamının da yüze 4’ünü yapıyor.
Mısıra ve ürünlerine üvey evlat muamelesi
Yerli üretimle üreticiyi destekleyen nişasta sanayii, ar-ge yatırımlarıyla fark yaratırken NBŞ tartışması üzerinden sektör yıpratılmaya çalışılıyor. Uzay aracı yakıtı bile üretilebilen, ürün ve hizmet gamı çok geniş bir sanayiye güdümlü ezberler üzerinden yaklaşılıyor. Kota gibi çeşitli enstürmanlarla fabrikaların atıl kapasite çalışmasına ve kaynakların boşa harcanmasına neden oluyoruz. Bilimsel inkârcılıkla desteklenen sosyal medya cehaletiyle koca bir endüstriyi cezalandırıyor, rasyonellikten uzaklaşıyoruz. Kimileri mısır değerlidir demeye bile korkuyor.
Mısıra bilinçli düşmanlık mı?
Pek çok tarım ürünü gibi mısır bazlı nişasta ve şeker Türkiye’de uzun yıllardır bilinçli bir düşmanlığa maruz bırakılıyor. Mısır şekerinin de diğer şekerler gibi “belirli dozda kullanıldığında sağlığa zararlı olmadığının, üretiminin gıda kodeksine uygun yapıldığının, katkı maddesi olmayıp gıda olduğunun bilinmesine rağmen, (bilimin binlerce kez kanıtlamasına rağmen) mısır endüstrisine neden mobing yapılıyor?
Sosyal medya varoşlarında hırpalanan tarım bilimi
Bilimin hata oranının çok düşük olduğunu bilmemize rağmen ısrarla “bilim de zaten satılmış, bilim insanları bir öyle bir böyle söylüyor, margarin satmak için zeytinyağlı yiyemem şarkısını yazdırmışlardı” gibi münferit olayları örnek verip mantık dışı çıkarımlar yapıyoruz. Kanıtlı bilimi, antroposen ikiyüzlülüğüne yeniden kanıt sunmak zorunda bırakıyoruz.