Artan farkındalık ve tüketici bilinci, tarım ve gıdada içerik kadar üretim koşullarını da daha fazla sorgulatır hale geldi. Tüketiciler, ürünlerin sadece fiyat ve kalitesine değil çevresel etkilerine, sağlık açısından içeriklerine ve üretim aşamasında etik değerlerin ne kadar gözetildiğine de bakıyor. Raflar artık sadece gıda değil, bir değerler sistemi sunar hale geliyor. Bunun sonucu olarak da bitki bazlı ürünler daha sık karşımıza çıkıyor.
Vegan gıdalara yönelik talepteki bu artış, sürdürülebilir tarımdan çevre dostu ambalajlara kadar tüm değer zincirinde dönüşümü tetikleyen bir etkiye sahip. Bu trend sadece bir beslenme tercihi değil, aynı zamanda çevreyi koruma, hayvan refahını savunma ve sağlık odaklı yaşamı teşvik etme hareketi olarak da okunabilir.
1 Kasım Dünya Vegan Günü’nde eldeki verilere bakıldığında belki daha yolun başındayız gibi görünüyor.
Ama trendler bu yolda mesafenin azımsanmayacak hızda kat edildiğini gösteriyor.
Fortune Business Insight’ın çalışmasına göre, küresel vegan gıda pazarının büyüklüğü 2023’te 33 milyar doları aştı. Bileşik yıllık büyüme oranı önceki yıllarda yüzde 9-10 seviyelerinde telaffuz edilirken, şimdilerde yüzde 13.5 düzeyine çıkmış durumda. Vegan ekonomisinin bu yıl yaklaşık 37.5 milyar dolarlık, 2032’ye kadar da 103 milyar dolarlık bir hacme ulaşacağı tahmin ediliyor. Bloomberg Intelligence’ın 2022’de güncellediği tahminine göre ise küresel bitki bazlı ürünler pazarı 2030’a gelindiğinde 166 milyar dolara ulaşabilir. Yani kurumlar arasında rakamsal öngörüler farklılaşsa da trend yönünden hepsi hemfikir gözüküyor.
Fortune Business Insight’ın raporuna göre Asya Pasifik, 2023’te yüzde 42.58’lik pazar payı ile vegan gıda ekonomisinin en güçlü olduğu bölge. Ayrıca vegan beslenme farkındalığının hızla arttığı ABD’de pazarın önemli ölçüde büyüyerek 2032’ye kadar 27 milyar dolarlık bir değere ulaşacağı bekleniyor.
Avrupa’da da benzer bir durum söz konusu. Vegan tüketici sayısındaki artış nedeniyle çok uluslu gıda zincirleri piyasaya yeni ürünler sürüyor. Artan iklim bilinci de vegan beslenmeyi destekleyen bir etkiye sahip.
Pazar genel itibarıyla “vegan et”, “vegan süt-süt ürünleri” ve “diğerleri” olarak üç bölüme ayrılmış durumda.
Rapor alternatif süt ürünlerine olan talebin et ikamelerine kıyasla hızlı arttığını söylüyor.
Vegan profiline baktığımızda ise karşımıza Y kuşağı çıkıyor: Toplam tüketimin yüzde 40’ı.