Şöyle geriye dönük olarak tarım ve gıda sektöründeki yazılarımıza göz atınca fark ettik ki, sektör kronik sorunlar etrafında kısır bir döngü yaşıyor.
Kur baskısıyla iyice artan maliyetler, üretici satış fiyatlarındaki istikrarsızlık ve planlamadan uzak bir politika hem üretime dair belirsizlikleri artırıyor hem de kırılganlıklar yaratıyor.
Sektörün öngörülemez yapısı, tarımsal üretimden kopuşlara sahne olduğu kadar üreticilerin alternatif arayışlarını da körüklüyor.
Özellikle Güney Ege ve Akdeniz Bölgesi, Türkiye’nin önceden çok da alışık olmadığı ama son yıllarda hızla yaygınlaşan tropik meyve yetiştiriciliğinin merkezi haline dönüşüyor.
Türkiye’de ekonomik anlamda yetiştiriciliği yapılan tropik ve subtropik sınıftaki meyve türlerinin başında muz, kivi ve avokado geliyor ama özellikle Mersin ve Antalya gibi illerde artık ejder meyvesi, papaya, çarkıfelek, mango, longan, guava ve litchi gibi ürünler de yetiştirilmeye başlandı.
Marketlerdeki meyve reyonlarında gözümüz tropikal meyve çeşitlerine her geçen gün daha aşina olmaya başladı.
Eskiden fiyatları ile geleneksel meyve türlerinden ciddi şekilde ayrışan tropik meyveler, gıda enflasyonundaki sert yükseliş ile birlikte aradaki makası daralttı.
Fasulyenin 25 TL, patlıcan, salatalık ve biberin bile 20 TL’leri gördüğü marketlerde artık tropik meyvelerin fiyatları eskisi kadar göze batmıyor desek yeridir.
Bu ürünlerin üretim alanı ve yetiştirici sayısının her geçen gün artmasına karşın tarımsal üretimdeki toplam payı henüz oldukça sınırlı.
Üretim alanları yeni yeni arttığı ve tamamı kayıt altına alınmadığı için çok sağlıklı ve güncel verilere ulaşmak kolay değil.
Öte yandan ilgi o kadar fazla ki tropikal meyve üretenler kadar bu ürünleri üretme hayali kuran ve araştıran hevesli bir yatırımcı/girişimci kitlesi de yok değil.
Tropik meyve yetiştiriciliği, tropik iklim kuşağı ile subtropik iklim kuşağında yer alan mikroklima özelliklere sahip bölgelerde fizibıl oluyor.
Antalya Tarım İl Müdürlüğü, Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü ve Akdeniz Üniversitesi, “Değişik Tropik Meyve Türlerinin Antalya Koşullarına Adaptasyonu Üzerinde Araştırmalar” konulu proje yapmış. Çalışma sonucunda sırasıyla passiflora, pitaya, guava, longan, litchi ve mango bölgeye adaptasyon açısından en uygun tropikal meyve türleri olarak tespit edilmiş. Ayrıca verim, kalite, tüketici talebi, raf ömrü, tanınırlık ve ekonomik getiri göz önüne alındığında pitaya, mango, passiflora ve litchi türleri ön plana çıkmış.
Türkiye’de yetiştirilen tropik-subtropik meyveler arasında avokado son dönemde oldukça popüler hale geldi. Dünyadaki toplam avokado üretim alanının yüzde 30’una sahip olan Meksika, yıllık 2.3 milyon ton üretimle lider. Türkiye, dünya avokado üretiminin binde 6’sını karşılayarak üretimde 43’üncü sırada yer alıyor.
Yaklaşık 12 bin 650 dekar alanda yıllık 6 bin tonu aşkın avokado üretiminin yüzde 83’ü Antalya, yüzde 15’i Mersin ve yüzde 1.4’ü Muğla’da gerçekleşiyor.
Üretim alanı bir önceki yıla göre yüzde 33 artan avokadonun üretiminde de aynı dönemde yüzde 41’lik artış söz konusu.
Tarım Bakanlığı raporuna göre, iklim değişikliğinin neden olduğu yağış rejiminin değişmesiyle birlikte Adana’da pamuğun yerini avokado almaya başladı. Hem üretiminin zahmetsiz ve masrafsız oluşu hem de kolay pazar bulması açısından talep gören avokado, zincir market rafları ve pazar tezgâhlarında daha sık yer buluyor.
Bu aralar üreticinin tanesini 3.5 TL’den sattığı avokadonun marketlerdeki adet satış fiyatı 10 TL civarında.
https://gazeteoksijen.com/