Hitit devletleşme sürecinin en önemli unsuru: Tarım

0
491

Hititlerin devletleşme sürecinde, tarım Anadolu insanı için çok önemli bir yaşam kaynağıydı. Bu, özellikle Hititler döneminde önemli bir rol oynadı.

Hitit ekonomisinin en önemli öğelerinden biri kuşkusuz tarımdı. Tarımsal ürünler Hititler için sadece ticareti yapılabilen ya da zenginlik sembolü olan mallardan biri değildi. Tarımsal ürünler devletin devamını sağlayan adeta yaşamın ön şartıydı. Ancak Anadolu’da tarım büyük ölçüde yağmura bağlı olduğundan, başarılı biçimde sürdürülmesi oldukça zordu. 1-2 yıl üst üste yeterli yağmurun olmaması sadece halkı değil, Hitit Devleti’ni de zor duruma sokabiliyordu. Bu nedenle bu coğrafyada bir devletin kurulabilmesi ve güçlenmesi için öncelikle besin üretiminin güvence altına alınması gerekiyordu. İşte Hititler bu konuda kendilerinden evvel Anadolu’da yaşayan tüm toplumlardan daha başarılı oldular. Ve bu sayede siyasi birliklerini önce bir devlete sonra da bir imparatorluğa dönüştürdüler.

Hititçe metinlerde “arazi ve tarla” kelimeleri için genellikle Sümerce A.ŠÀ ideogramı kullanılırdı. Bu arazileri üç farklı gruba ayırmak mümkündür. Birinci grup saraya ait topraklardı. Bu toprakların, angarya (Hititçe: šahhan- ve luzzi-) karşılığında özel kişilerin kullanımına verilmesi mümkündü. İkinci grup tapınağa ya da kentlere ait topraklardı. Hitit kralı hem sarayın yani devletin hem de dinin başı olduğundan bu iki grubun da mutlak hâkimi durumundaydı. Üçüncü grup ise özel şahıslara, kral tarafından bağışlanan topraklardı. Özellikle Hitit başkenti Hattuša’da ele geçen toprak bağış belgeleri bu grup toprakların somut kanıtlarıdır. Onlar, ortasında kralın çivi yazılı mührün baskısını taşıyan ve bağışlanan toprakla beraber ne gibi malların (taşınmazlar) kimin huzurunda (şahitliğinde) bağışlandığını belgeleyen tabletlerdi. Bu gibi belgelerde kaydedilen tüm mallar toprakla beraber (mal ve mülk) o kişinin vefatı durumunda varislere kalıyordu. Bu sayede Hitit devletinde tarım bir nebze olsun özel kişilerin eline de geçmiş oluyordu.

SUÇLUYU CEZALANDIRMAK YERİNE MAĞDURİYETİ KALDIRMAK

Hitit kanunlarının en önemli özelliklerden biri yoğun olarak tazminat içermesidir. Farklı bir şekilde söyleyecek olursak, Hitit kanunları suçluyu cezalandırmak yerine, bu suç nedeniyle ortaya çıkan mağduriyeti ortadan kaldırmayı tercih ederdi. Bu nedenle Hitit kanunlarında toprağın ve mülkiyetin korunması ile ilgili de birçok madde bulunur. Bir maddede (§168) bir arazinin sınır ihlali suçu söz konusu edilmiştir. Kanuna göre arazi sınırı ihlal eden kişi doğru sınırı çekmekle beraber 1 koyun, 10 ekmek, 1 kap KA.GAG-birası (mahiyeti tam olarak bilinmeyen bir bira türü) cezası ödemekle ayrıca, araziyi dinsel açıdan temizlemekle cezalandırılıyordu. Bu maddeden mülkiyetin devlet güvencesi altında olduğunu açıkça anlayabiliriz. Yine metinlerden öğrendiğimize göre bağımsız bir çiftçi 4 gün kendisi için, 4 gün ise tımar arazisi için çalışırdı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz