Kim derdi ki sen kalk Amerikalardan Anadolu’ya kadar gel, damağımızın tahtına çık ve bir daha da oradan inme. Önce “frenk patlıcanı” diye, sonra kendi adıyla. Domatesin öyküsü ve yaz aylarının bu değişmezinden birkaç güzel, basit tarif.
Türk mutfağının baş tacı domates Amerika kökenli
Patlıcan yazısında domatese bir “ön tadım” yapmıştım. Artık yaz geldiğine göre bu güzel Kızılderili’ye tekrar bir selam vermek gerekir diye düşünüyorum.
Kısa bir tarih hatırlatması: Domates aslen Aztek. Orijinal adı “xitomatl”. İspanyolların oraları istila etmesiyle ülkelerine geri getirdikleri onlarca paha biçilmez zenginliğin arasında domates de var.
İspanya’dan, bizi ilgilendiren kısmıyla önce İtalya, sonra Selanik, daha sonra Edirne, Çanakkale ve İstanbul’a doğru devam eden bu yolculuk İç Anadolu ve Güney Doğu şeklinde sona eriyor.
Bu macera sırasında patlıcanla tanışması ve aşk yaşaması da bizim onu soframızın baş köşesine koymamızda büyük rol oynamış. Kırmızı renk bozuk ve zehirli algısı yarattığı için Avrupa’da önceleri sadece yeşil olarak yenmiş. Tarih kısmı bu kadar.