Gıda arzının kalitesi, sağlık standartlarına uygunluğu ve miktarsal sürekliliğinin yanı sıra, yurt içi gıda fiyatlarının istikrarlı seyri “gıda güvenliği” konusunun başlıca unsurlarını oluşturuyor.
Hızla artan dünya nüfusu ve buna bağlı olarak tarım alanlarında gözlenen azalma ile birlikte küresel ısınmaya dair endişeler “gıda güvenliği” konusunu ülkeler açısından stratejik bir öncelik haline getirdi. Gıda arzının kalitesi, sağlık standartlarına uygunluğu ve miktarsal sürekliliğinin yanı sıra, yurt içi gıda fiyatlarının istikrarlı seyri “gıda güvenliği” konusunun başlıca unsurlarını oluşturuyor. Tarımsal üretimin yoğun olduğu Afrika, Asya-Pasifik ve Latin Amerika gibi bölgelerle geçmişten gelen koloni bağları mevcut olmayan ülkeler, tedarik anlamında dışa bağlı olmama ve en azından kendi kendine yetebilecek üretim seviyesine sahip olabilme konusunu önemli bir milli güvenlik önceliği haline getirmiş durumdalar.
Tüm bu önceliklere ve politika tedbirlerine rağmen 2007 – 2008 yıllarında yaşanan “gıda krizi” çoğu ülkenin oluşabilecek bir gıda şokuna karşı halen oldukça kırılgan olduğunu gözler önüne serdi. Pirinç, buğday, soya ve mısır gibi temel tarım ürünlerinin fiyatlarında yaşanan güçlü artışlar özellikle ithalat bağımlısı ülkelerde ciddi sorunlara yol açtı. Dünyanın pek çok ülkesindeki fakir toplumların temel besin kaynağı olan pirinçte yaşanan keskin arz ve fiyat hareketleri ile bu hareketlerin neden olduğu sosyo-ekonomik çalkantılar iktisat ders kitaplarında yerini aldı. Oluşan kıtlık nedeniyle aralarında Haiti, Malezya, Endonezya, Senegal, Tayland, Mısır ve Burkina Faso’nun da bulunduğu ülkelerde ciddi toplumsal olaylar meydana geldi ve hükümet değişiklikleri yaşandı. Hindistan ve Çin gibi krizi başarıyla yöneten ülkelerde ise toplumsal huzur tesis edildi ve hükümetler yerini sağlamlaştırdı.[1]
Söz konusu krizden çıkan en önemli iki ders ülkelerin tarımsal ürünler anlamında kendi kendine yetebilecek bir arz sürekliliği sağlayabilme ve tarımsal ürün piyasalarında düzenli işleyiş tesis edebilme gereklilikleri. Bunu sağlayabilmek için tarımsal ürünlerde yurt içi üretim, tüketim ve fiyat oluşumu yapısının ciddi bir konsantrasyon ve uzmanlık ile takip edilmesi elzem. Bu durum ABD, Çin, Hindistan ve Rusya gibi bazı temel tarım ürünlerinde küresel piyasaların en önemli aktörleri konumunda olan ve piyasaları regüle etmek için farklı enstrümanlara sahip ülkelerin haricindeki ülkelerde daha da önemli hale gelmekte. Gelişen teknoloji alt yapısı sayesinde pek çok ülke uydu görüntüleri ve GSM sistemleri ile desteklenen tarımsal üretim takip merkezleri kurdu ve bu sayede gıda piyasasında oluşabilecek arz ve fiyat dengesizliklerini sebepleri ile tespit etme imkanı yakaladı. Bu teknolojik alt yapı ile bu alt yapıdan gelecek sinyallerin politika yapımında kullanılmasını sağlayan ekspertizin bütününü “Gıda Piyasası Erken Uyarı Sistemi” şeklinde adlandırmak mümkün.
Tarımsal üretime yönelik olarak kurulacak bir erken uyarı sisteminde üç temel bileşen olması gerekli. Birinci bileşen arz izleme olarak adlandırılıyor. Arz izleme sistemi tarımsal ürünlerde tohumdan hasata kadar geçen süre içerisinde oluşabilecek (sıcaklık, güneş ışığı, yağış, don, dolu, hastalık, nem, vb.) riskleri tüm bölgelerde anlık olarak tespit edip ortaya çıkabilecek arz eksikliklerini ürün bazında tespit edebilecek. Bu süreçte farklı aşamalarda elde edilen sinyallerin hangi ürünlerde hangi boyutta arz eksikliği oluşturabileceğinin tespiti uzmanlarca gerçekleştirilecek. İkinci bileşen fiyat izleme boyutu. İyi işleyen bir fiyat izleme sistemi tarımsal ürünlerin fiyatlarındaki hareketleri yakından takip ederek arza bağlı sorunları arz izleme sisteminden gelen sinyaller neticesinde fiyatlara yansımadan önce tespit etmeli, arzdan kaynaklanmayan fiyat anomalilerin sebeplerini ise yurt dışı fiyatlar, spekülasyon veya diğer yapısal unsurlar şeklinde tasnif ederek politika yapıcısına zamanlı bir şekilde iletmeli. Fiyatlarda oluşabilecek anomalileri zamanlı tespit etmeye yönelik olarak çeşitli ekonometrik/istatistiksel yöntemler de kullanılmalı.[2] Üçüncü ve son bileşen ise arz zinciri izleme olarak nitelendiriliyor. Arz zinciri izleme sistemi, tarladan markete kadar olan süreçte her aşamada ürün fiyatında oluşan eklentileri takip ediyor ve arz zincirinin halkalarındaki yapısal sorunların fiyatlar üzerindeki etkilerini denetliyor. Bu üç unsurun koordineli bir şekilde kullanılması sayesinde:
- Tarımsal üretimde arz eksiği olup olmadığını ürün bazında zamanlı bir şekilde tespit edecek;
- Geçici arz eksikliğinden kaynaklanan piyasa dengesizliklerine söz konusu arz eksiklikleri fiyatlara yansımadan önce geçici dış ticaret tedbirleri ile önlem alacak;
- Kalıcı arz eksikliklerini gidermeye yönelik uygun teşvik ve tedbirlerin geliştirilmesini sağlayacak;
- Spekülatif fiyat hareketlerini kaynaklarıyla birlikte tespit edebilecek;
- Arz zincirindeki yapısal sorunlardan kaynaklanan dengesizliklerin kaynaklarını belirleyebilecek ve uygun regülatif tedbirlerin alınmasını sağlayacak
bir Erken Uyarı Sistemi geliştirmek mümkün.
Çalışmalarını hızla sürdüren Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi’nin (Gıda Komitesi) önümüzdeki dönemde gündeminde bulunan öncelikli konulardan birisi tarımsal ürün piyasalarını takip edecek bir Erken Uyarı Sistemi kurulması. Devam eden çalışmalar kapsamında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın halihazırda sahip olduğu ve tarımsal üretimi izleme amacıyla tesis ettiği teknolojik imkanların, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın sahip olduğu arz zinciri izleme ve iç piyasa uzmanlığı, Ekonomi Bakanlığı’nun sahip olduğu dış ticaret tedbir seti, Maliye Bakanlığı’nın sahip olduğu vergi enstrümanları, Kalkınma Bakanlığı’nın sahip olduğu tarımsal kalkınma bakış açısı ve Merkez Bankası’nın sahip olduğu fiyat izleme uzmanlığı ile birleştirilerek teknik alt yapısı güçlü ve kurumsal sürekliliği bulunan bir Erken Uyarı Sistemi kurulması konusunda güçlü bir irade bulunuyor. Söz konusu çalışmalar Gıda Komitesi koordinasyonunda kararlılıkla sürdürülmekte. Tarımsal üretime ilişkin iyi işleyen bir Erken Uyarı Sistemi, gıda ürünlerinde sağlıklı fiyat oluşumunu sağlayacak ve dolayısıyla fiyat istikrarını güçlü bir şekilde destekleyecek.
Dipnotlar:
[1] Bakınız New York Times (2008) ve Gouel (2014).
[2] Bakınız Araujo ve diğ. (2012) ve Baquedano (2015).
Kaynakça:
Araujo, C., C. Araujo-Bonjean, and S. Brunelin (2012). “Alert at Maradi: Preventing Food Crisis by Using Price Signals”, World Development, 40, 1882 – 1894.
Baquedano, F. G. (2015). “Developing an Indicator of Price Anomalies as an Early Warning Tool: A Compound Growth Approach”, Food and Agriculture Organization of the United Nations, Working Paper.
Gouel, C. (2014). “Food Price Volatility and Domestic Stabilization Policies in Developing Countries”, in The Economics of Food Price Volatility, (eds.) J.-P. Chavas, D. Hummels, and B. Wright. Chapter 7, pp. 261 – 306, University of Chicago Press: Chicago, IL.
New York Times (2008). “Across Globe, Empty Bellies Bring Rising Anger”, April 18, 2008.