Hepimizin, “Tasarruf yapamıyoruz…” diye dertlendiği; Hepimizin, “Verimlilik yok…” diye yüksek sesle haykırdığı; Hepimizin, “İsraf var…” diye öfkelendiği süreçte…
Yüzde 4’müş, tek kişinin kaldığı hane sayısının toplama oranı 2000 yılında… 2015 yılında yüzde 10’a çıkmış oran, sayısı ise henüz 3 milyonun altında… Dün itibarıyla oran yüzde 20; sayısı ise 5.3 milyon civarında…
Tek yaşayanların çoğunluğu ise İstanbul’da… 1 milyon kişi, tek başına kalıyor İstanbul’da, üst üste yığılmış konutlarda… Yani, 1 milyon hane, tek kişi için kendini ısıtıyor/soğutuyor… Yani, 1 milyon hanede tek kişiye yemek pişiyor (vb)…
Ortak kullanım gibi… Kültürel olarak toplu taşıma, ortak girişim, ortak üretim, kooperatif gibi kavramlardan da uzaklaşmışız/uzaklaşıyoruz…
Sonra, başkasının tasarrufuna (borçlanmaya) ihtiyaç duyuyoruz… Sonuç mu? Yaşıyoruz/görüyoruz/biliyoruz…
VELHASIL
Mahallede, caddede değil; aynı sokakta 4 market, 2 fırın, 2 pideci ekmek yapıp, satıyor… Tek fırının ateşi/çalışanı/kapasitesi ile tüm sokağın ihtiyacı karşılanabilecekken… (Aynı sokaktaki 4 market, 3 bakkal, 1 manav ise farklı bir yazı/tez konusu…)