Tarımla uğraşsın uğraşmasın hemen herkes rekolte kavramını bilir. Rekolte yani üretim ne kadar yüksekse ürünün fiyatı o kadar düşük olur. Düşük olduğunda da fiyatı yükselir.
Tarım ürünlerinin hasadından önce şöyle haberlere sık sık rastlarsınız: ‘Bu yıl zeytinde yok yılı, fiyat uçabilir‘, ‘Buğdayda rekolte düşük, fiyatlar yükselecek’, ‘Kayısının başı belada, rekolte düşük‘, ‘Yeşil altının hasadı başladı, fiyatı artacak’, ‘Ayçiçeğinde rekolte kaybı var, kriz kapıda.’
Haberler çıktıktan sonra da fiyatların tırmanışı başlar. Sonrasında da bir türlü düşürülemeyen gıda enflasyonu manşetlere taşınır.
Peki her zaman gerçek böyle mi?
Tamam, iklim değişikliği sonucu ortaya çıkan sıcaklık artışları ve artan karbondioksit tarım ürünlerinin miktarında azalma meydana getiriyor. Ama bu durum, ‘yok yılı’ açıklamalarının çoğu zaman fiyatı belirlemek için spekülatif amaçlı kullanıldığı gerçeğini de değiştirmiyor.
Dün Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı‘nın Turkuvaz Medya Grubu’nun Ankara bürosunu ziyaretinde de bu konular gündeme geldi. Bakan Yumaklı’nın sohbetimizde “Arz ile alakalı bir sorun varsa fiyatın artması kaçınılmaz. Ancak halihazırda geçen dönemlerde de arz ile alakalı fiyat hareketi neredeyse yok. Bazı spesifik ürünler dışında… Arz güvenliği açısından baktığımızda ürünlerin fiyatlarına etki edecek bir husus yok” sözleri aslında meseleyi özetliyor.
Tarım Bakanı kuraklık tehlikesini göz ardı etmiyor. Ancak bu durumun bölgesel bazı sıkıntılar yarattığına dikkat çekiyor. Bakan Yumaklı’nın açıklamalarından yola çıkarak ürün bazında duruma bakacak olursak…
Son dönemde özellikle tüccar kesiminin ‘o yok, bu az’ dedikleri birçok üründe durum söylenen gibi değil…