Hatay’daki çiftçiler, depremden etkilenen köylerinde üretimlerini sürdürmek için evlerini terk etmiyor. Ancak Hatay Ziraat Odası Başkanı Mehmet Muzaffer Okay, ekim için gerekli olan traktörlerin hasarlı olduğunu ve sanayi yıkıldığı için traktörlerin tamir edilemediğini belirtti. Ayrıca çiftçilerin gübre bulamadıklarını da söyledi.
Hatay‘da deprem nedeniyle yıkılan kırsal alanlarda yaşayan çiftçiler, kent merkezlerinde yaşayanlara göre köylerini terk etmiyor. Hasat ve yeni ekim–dikim çalışmaları için enkaz altında kalan traktörlerini tamir etmeye çalışıyor.
EKONOMİ gazetesine konuşan Antakya Ziraat Odası Başkanı Mehmet Muzaffer Okay, depremde tarım alanındaki çok sayıda binanın da yıkıldığını belirterek, “Tarımda evin altı ya ahırdır ya garajdır, orada çiftçinin hayvanları, traktörleri, ekipmanı olur ya da evin dışında bir sundurmanın altında bulunur. Buralar yıkılınca, çiftçinin hayvanı, traktörü enkaz altında kaldı” dedi.
Yapılan yardımların kırsala daha geç gittiğini, hasar tespitinin de geç başladığını vurgulayan Mehmet Muzaffer Okay, “Ekim için gerekli ekipman, başta traktörler olmak üzere büyük zarar gördü. Halen enkazdan traktörlerin kurtarılması çalışmalarına devam ediliyor. Traktörünü enkazdan çıkaran, sanayi yıkıldığı için tamir ettiremiyor. Tarlalara ulaşımı sağlayan yollar ve köprülerde de ciddi hasarlar var. Bunlar da sorun olarak çiftçinin önünde duruyor” diye konuştu.
“Çadırda kalsın ama işinin başında olsun istiyor”
Bölgede mayıs sonu, haziran başında hasat edilmesi gereken buğday ekiminin yaygın olduğunu, ayrıca mart sonunda mısır ekimi, ardından pamuk, biber ekimi zamanının geleceğini hatırlatan Mehmet Muzaffer Okay, “Hasatta büyük bir sıkıntı olmaz çünkü kırsalda yaşayanlar bölgede kalmaya devam ediyor. Hatay’dan deprem nedeniyle ayrılanların büyük bölümü şehir merkezlerinden gitti. Kırsalda insanlar işletmelerini terk etmedi. Çünkü hem evi hem işi orada. Zaten kırsaldan en büyük talep de çadır ve konteyner, çünkü adam ahırını, işini gücünü, işletmesini bırakıp gitmek istemiyor. Çadırda ya da konteynırda kalsın ama işinin başında olsun istiyor” dedi. Bu konuda köylere pozitif ayrımcılık yapılmasını isteyen Okay, “Şehirde çadır kentler kuruluyor, konteynırlar yapılıyor ama köylerde durum farklı. Kırsalda çadır kent, konteynır kent yapsanız da kimse gidip kalmaz, çünkü ahırını, bağını, bahçesini bırakmaz. Onların ihtiyacı yıkık da olsa evinin yanına çadırını kurup işine devam edebilmek” ifadesini kullandı.
“Gübrede fiyat sorunu vardı tedarik sorunu da çıktı”
Bir başka sorunun da gübrede yaşandığını anlatan Mehmet Muzaffer Okay, “Piyasada şu anda gübre yok. Gübrede zaten bir fiyat artışı sorunu yaşanıyordu, deprem olunca tedarikinde de sorun çıktı. Tedarik sorunu hayvan yeminde de yaşanıyor” bilgisini verdi. Bu ortamda fırsatçıların da türediğini ifade eden Okay, “Düşük fiyatta çiftçinin hayvanını, sütünü almak isteyenler çıktı. Bunlar her alanda var, saati 200 liraya olan kepçeye bin lira isteniyor” dedi. Okay, dönem itibariyle çiftçinin elinde büyük miktarda limon olduğunu, bu konudaki pazarlama sıkıntısının çözümünde yardım kuruluşlarının ürün alarak devreye girdiğini söyledi. Çiftçinin güvenlik konusundaki durumuna değinen Okay, hırsızlık olaylarına karşı köylülerin ‘malına sahip çıktığını’ aktararak, “Mesela köylerde bulunan zeytin prese fabrikalarında zeytin stokları vardı, nöbet tuttular” diye konuştu.
“Asi nehrindeki kaymalar sulama sıkıntısı yarattı”
Tarımsal sulamada bölgedeki en büyük kaynak olan Asi nehrindeki hasara dikkat çeken Mehmet Muzaffer Okay, şu bilgileri verdi: “Asi nehrinin menderes çizdiği yerlerde değişiklik oldu, suyun akışı değişti. Asi kimi yerlerde eski yatağına döndü, kimi yerlerde yeni yer açtı. Çiftçinin pompaları nehre düştü. Şu anda Asi tabanında DSİ kepçeleri temizlik için çalışıyor. Barajların gövdelerinde de kısmen sorunlar var. Yarseli Barajı’nda baraj gövdesindeki sıkıntıdan dolayı su tutulamıyor.”