Çiğdem Toker: Bu gıda kriziyle enflasyon mu düşer?

Türkiye’de tarımın girdi maliyetleri, düşük alım fiyatları gibi temel sorunları da ağırlaşarak sürüyor. Mevcut sorunlar yetmezmiş gibi, 2025-2027 dönemini kapsayan 3 yıllık bitkisel üretim desteklerinde, mazot ve gübre desteği Cumhurbaşkanı Kararı ile tamamen kaldırıldı.

TÜİK’in açıkladığı ocak ayı enflasyon verilerinde, aylık bazdaki yüzde 5,03, Merkez Bankası beklentilerini aştı. Ancak ekonomi yönetimi, hedeflerin resmi veriler üzerinden “tekzibine” rağmen, enflasyonun düşeceği mesajlarında ısrar etmeyi sürdürüyor.

Daha dün Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Bloomberg Zirvesi’nde “Şüpheleri anlıyorum ancak enflasyon düşecek” dedi. Şubat ayı boyunca elektrik ve gıda fiyatlarında yeni artışlar geleceğinin bilinmesine rağmen enflasyonun düşeceğinde ısrarlı olmanın başka bir izahı olmalı. Sorumlu yöneticilerin bu konuda bir fikri vardır elbet ama biz bilmiyoruz.

Özellikle tarımı etkileyen ve çoğu iktidar kaynaklı birçok dinamikte ortaya çıkan bozulmalar, küresel ölçekteki genel krizin ülkemizde çok daha ağır yaşanmasına yol açıyor. Gıda fiyatlarındaki artışın süreceğini görmek için uzman olmaya gerek olmasa da çiftçilerin yaşadığı ağır sorunların kaydını içeriden tutan uzmanların hazırladığı son çalışmadaki verileri paylaşalım. Paylaşalım ki, Türkiye’nin tarımda ne kadar vahim bir noktaya sürüklendiği ve bunun nedenleri ile sorumluluk sahipleri iyice anlaşılsın.

Merkezi İzmir’de bulunan Çiftçiler Sendikası 2024 yılı Tarım Raporu’nu yayımladı. Çiftçi Sen Genel Başkanı Ali Bülent Erdem ile Genel Örgütlenme Sekreteri Adnan Çobanoğlu’nun imzalarının taşıyan rapor, bugün yaşadığımız gıda krizine adım adım nasıl gelindiğini somut ve net bulgularla aktarıyor.

Raporda yer alan saptama ve verilerden öne çıkan bazıları özetle şöyle:

Çiftçinin yasal hakkı 321 milyar nerede?

– 2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunu, tarıma sağlanacak desteklerin milli gelirin yüzde 1’inden az olamayacağı kuralını getirdi. Ancak bu destek binde 2’ye kadar geriletildi. 2024 yılında 91,5 milyar TL olarak ayrılan tarımsal destek bütçesinin, eğer kanuna aykırı davranılmasaydı 412 milyar TL olması gerekmekteydi.

– Dahası, kuşa çevrilen destek tutarı da koşullara bağlandı. Çiftçi kendi tohumunu değil, sertifikalı şirket tohumunu kullanmaya mecbur tutuldu. “Planlama” adı altında, kimin nerede ne ekeceğini Bakanlığın belirleme koşulu getirildi. Farklı bir ürün ekilirse destekleme verilmedi. Çiftçiler ve köylüler desteklemeden yararlanabilmek için yıllardır ürettiği bildiği ürünü değil, hiçbir üretim deneyiminin olmadığı ürünü üretmeye zorlandı.

Sonuç? Desteklemeler çiftçilere destek olmaktan çıkıp, şirketlere desteğe dönüştü.

Gıda şirketlerinin kontrolü arttı

Çiftçi Sen’in 2024 Tarım Raporu’nda gıda şirketlerinin, üretimden pazara kadar olan zincirde kontrolünün arttığı vurgulandı. Gıda şirketlerinin tarımda kontrolü ele geçirmesi, çiftçilerin toprağından kopmasına yol açarken gıda enflasyonunun da yükseltti.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Çiftçi 7 liraya mal etti 3 liraya satamıyor! Yozgat’ta ürün elde kaldı

Yozgat'ta patates ve soğan hasadını tamamlayan çiftçiler isyan ediyor....

TARSİM’den bir ilk! Ayçiçeğine yüzde 70 devlet destekli sigorta…

Küresel ısınma kaynaklı iklim değişiklikleri tarımsal üretimi etkiliyor. Üretimin...

İstanbul’da simit 20 liraya çıktı, Bakanlık ‘tarifeye aykırı’ diyerek işlem başlattı

İstanbul'da bazı işletmeler simit fiyatları gayriresmi zamla 20 liradan...

Genç tarım girişimcilerinin projeleri İzmir Ticaret Borsası tarafından ödüllendirildi

Bugün İzmir'de açılan AGROEXPO 20. Uluslararası Tarım ve Hayvancılık...