Parasız yatılı öğrenci olarak Denizli Lisesi’nde altı yıl okudum. Ortaokul ikinci sınıfta tarih dersimize giren Faik Açıkalın adında yaşlı bir öğretmenimiz vardı. “Mısır” uygarlığı ile ilgili bir konu işleniyordu. Hocamız, Mısır Firavunu rüyasında yedi zayıf ineğin yedi şişman ineği yuttuğunu görmüş, dedi. Saray görevlileri bu rüyayı, Mısır’da yedi yıl bolluk olacağı, bunu yedi yıllık bir kıtlık döneminin izleyeceği şeklinde yorumlamışlar. Firavun bolluk dönemlerinde üretilen tahılların depolanmasını emrederek, kıtlık döneminin sıkıntılarını atlatmayı başarmış diye anlatmıştı. Faik hocamız biz lisede iken vefat etti, hafta sonuna denk gelen cenaze törenine yatılı öğrenciler olarak bizler katıldık. Ben mezarı başında bir konuşma yaparak şükran duygularımızı dile getirdim.
İÇ FAKTÖRLER
Tarihin en eski dönemlerinden beri tarımsal üretimin toplumsal açıdan önemli olduğunu görüyoruz. Eskiden kuraklık, çekirge salgını, pas hastalığı, dolu, sel gibi doğal afetler önemliydi. Savaşlar, isyanlar, eşkıyalık gibi toplumsal olaylar da eksik olmazdı. Bunların hepsi maalesef çağımızda da varlığını koruyor ve tarımsal üretimi etkiliyor. Bunlara ekonomik riskler de eklendi. Her şey yolunda gidip bol ürün aldığınızda piyasa fiyatları aşırı derecede düşüyor ve elinize geçen para masrafları bile karşılamıyor. Emeğiniz boşa gidiyor, üstelik zarar ediyorsunuz. Ailenizin geçimi ve işletmenizin geleceği konusunda endişeye kapılıyorsunuz.
DIŞ ETMENLER
Bazı tarımsal ürünlerin dünya piyasası var. Buğday, mısır, pamuk, kahve, kakao, sığır eti, şeker ve yağ bunlardan başlıcaları. Dış ticaretin etkisiyle dünyanın öbür ucundaki bir gelişme bile yurt içi fiyatları etkilemektedir. Örneğin geçen yıl İspanya, İtalya, Tunus gibi Akdeniz ülkelerinde kuraklık nedeniyle zeytin rekoltesinde düşme oldu. Rastlantı eseri bizim zeytin rekoltemiz tarihi bir rekor seviyesine ulaştı. Dış talebin yüksek olması nedeniyle zeytinyağı fiyatları katlandı. İhracat arttı ama fiyatlar zeytinyağının iç tüketimini caydıracak hale geldi.
Diğer taraftan dünyada pamuk üretimi arttığı ve stoklarda yeterli pamuk olduğu için lif pamuk fiyatları düşmektedir. Bizim pamuk üreticileri rekor düzeyde verim aldıkları halde zarar etmektedir. Dekar başına bin liradan fazla prim alan bu muhteremler hala yakınmaktadır ve önümüzdeki yıl pamuk ekmeyeceklerini dile getirmektedir. Halen kütlü pamuğun kilogramı başına 160 kuruş olan fark ödemesi desteğinin (prim) 5 liraya çıkarılmasını istiyorlar. Yani pamuk yetiştiriyorum diye dekar başına 2500 lira prim isteniyor. Mazot ve gübre destekleri hariç. El insaf!