Koza Altın İşletmeleri’nin Çanakkale’de istediği ancak daha önce iki kez reddedilen altın-gümüş madeni projesi geçen hafta onaylandı. Bölge halkı ve çevreciler ise ÇED alanının iki kat, üretimin ise 10 kat artırıldığı projeye karşı çıkıyor. İtirazın nedenlerinden biri de Çanakkale’nin tek içme suyu kaynağı olan Atikhisar Barajı’nı tehdit etmesi
Çanakkale’de Koza Altın İşletmeleri A.Ş. (Koza) tarafından yapılması planlanan ‘altın-gümüş madeni açık ocak işletmesi’ projesi için hazırlanan ÇED raporu, 16 Nisan günü Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinasyonunda yapılan inceleme değerlendirme komisyonu (İDK) toplantısı sonrası karara bağlandı. Şirketin, daha önce iki kez reddedilen ÇED dosyasını revize ederek yaptığı yeni başvuru, İDK toplantısında oy çokluğuyla kabul edildi. Nihai ÇED raporunun askıya çıkması beklenirken Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, askı süresinin ardından ‘ÇED olumlu’ kararı verilmesi halinde, Çanakkale’nin tek içme suyu kaynağı olan Atikhisar Barajı’nı tehdit eden projeye karşı dava açmayı planlıyor. Projeye ititrazlar ise 6 konuda yoğunlaşıyor
1-Atikhisar Barajı tehdit altında
Proje, Çanakkale’nin tek içme suyu kaynağı olan Atikhisar Barajı’na 1.4 km mesafede, barajın orta ve uzun mesafe koruma alanları içerisinde yer alıyor. Bununla birlikte barajı besleyen ve Çanakkale’nin içinden denize dökülen Sarıçay da proje alanının çok yakınında bulunuyor, öyle ki Sarıçay’ı besleyen dereler ÇED alanı içinde kalıyor. Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan “Proje faaliyetleri nedeniyle Sarıçay’ın, hatta denizin kirlenmesi söz konusu. Proje, çaydan sulama, balıkçılık vb. amaçlarla yararlanan tüm Çanakkale halkı için büyük bir tehdit oluşturacak” diyor. Barajın kirlenme riskini ise üç temel argümana dayandırıyor:
- Asit kaya drenajı riski: ÇED raporuna göre bölgedeki yüzey sularında demir, alüminyum, bakır, kobalt ve kurşun konsantrasyonu, hem yıllık ortalama hem de maksimum çevresel kalite standardının üzerinde. Projenin, halihazırda ağır metallerle kirlenmiş su kaynaklarını daha da kirleteceğini söyleyen Doğan “ÇED raporuna göre bölgenin jeolojik yapısı nedeniyle açık ocaktan çıkarılacak cevher ve pasanın asit üretme potansiyeli bulunuyor. Bu da projenin asit maden drenajına yol açması; yer altı ve yüzey sularının ağır metallerle daha da kirletilmesi ihtimalinin çok yüksek olduğu anlamına geliyor” diyor.
- Açık ocak gölünde taşkın riski: Rapora göre, açık ocak taban kotu yer altı seviyesi altında kalıyor. Doğan “Asit maden drenajı üreteceği belli olan projede asitli ve ağır metallerle yüklü bir ‘cehennem çukuru’ oluşacak. Bir taşkın olması halinde asitli ve ağır metal yüklü göl suyu Atikhisar Barajı’na doğru gidecek” diyor.
- Yer altı suyuna sızma riski: Diğer taraftan projede, açık ocak gölünden yer altı suyuna sızmanın engellenmesi için ‘ocak tabanına geçirimsiz kil serilmesi’ planlanıyor. Fakat Doğan, sızmanın yalnızca tabana kil sermekle önlenemeyeceğini belirtiyor. “Gölün yan duvarlarından da sızıntı olacak. Ayrıca 10’ar metrelik 8 basamaktan toplamda 80 metrelik pasa dağında da, önlemler yetersiz olduğunda ağır metalli ve asidik su yer altı sularına karışacak. Bu da yine Atikhisar Barajı’nı kirletecek.”
2-Yöre halkı göçe zorlanacak
Proje alanı, Terziler köyü merkezinin 1.3 km güneydoğusunda ve Serçiler köyü merkezinin 2.6 km güneybatısında yer alıyor. En yakın bina 800 metre mesafede. Yerleşim yerleri ve tarım ve hayvancılık yapılan yerlere bu denli yakın madencilik faaliyetinin, yöre halkını geçim kaynaklarından mahrum bırakacağı ve göçe zorlayacağı değerlendiriliyor.