“Yalnızca dişi çiçekler bira yapımında kullanılır. Erkeklerin birayı bu kadar çekici bulmasının nedeni belki de budur. Çiftleşme dürtüsü yani…”
“…Moe Amca bira kutusunu Gracie‘ye uzattı ve işte tam da bu şekilde, babasının arkası dönükken, küçük Gracie hayatında ilk kez biradan bir yudum aldı.
‘Öggh!’ diye buruşturdu suratını. ‘Acı bu.’
‘Susuzluğunu daha iyi giderir böylesi tatlım.’
‘Peki, onu acı yapan şey ne Moe Amca?’
‘Ne mi? Biraya acılık veren şey, şerbetçiotudur.’
Gracie yine suratını buruşturdu. ‘Yani şerbetçiye gidip otlu bira mı alınıyor?’
‘Yok bir tanem, bira şerbetçiden alınmaz. Otlu bira diye bir şey de yoktur. Şerbetçiotu en katı vejetaryenlerin bile yemediği tuhaf bir bitkidir. Çiftçiler bu bitkinin çiçeklerini kurutup toz haline getirirler ve adına şerbetçiotu derler. Ha bir de şu var: Yalnızca dişi çiçekler bira yapımında kullanılır. Erkeklerin birayı bu kadar çekici bulmasının nedeni belki de budur. Çiftleşme dürtüsü yani.
En sonunda bira yapımcıları şerbetçiotunu alıp maya, arpa ve suyla karıştırdığında ve bu karışımı mayalanmaya, yani fermantasyon yoluyla çürümeye bıraktıklarında işçilerin coşkusuyla öyle gazlı, altın parıltısıyla öyle görkemli, şeytantüyü varmışçasına öyle baştan çıkarıcı ve öyle mükemmel bir ferahlatıcı iksir çıkar ki ortaya, ruhunu ele geçirip insanı tüy gibi hafif bir ortamın içine itiverir. Orada Baudelarie‘in deyişiyle, tüm insan dürtüleri havada uçuşup birbirine karışır.’
Moe Amca soğutucudan bir bira daha alarak Gracie’ye doğru kaldırdı ve takdir bekleyen bakışlarla, ‘Birayı eski Mısırlılar icat etmiştir.’ dedi.”