Bir çimento fabrikası sahibinin yürüttüğü kara propaganda ve tehditler istisna değil. Yat limanlarından maden ocaklarına, sahilleri kapatan otellerden villalara kadar her yerden saldırı sürüyor. Aralarında rekabet değil ‘dayanışma’ var üstelik. Birisinin önü açıldığında, diğeri de o yoldan faydalanıyor. Deştin’de olanların arkasında böyle bir ‘koalisyon’ bulunuyor işte.
Belki çoğu kimse farkında değil. Memleketin dört bir yanında ‘toprak savaşı’ sürüyor. Bir yanda inşaat, turizm, maden, enerji şirketlerinden oluşan koalisyon güçleri; diğer yanda ormanı, suyu, tarımı savunanlar… Yargının, bürokrasinin de baskısına rağmen toprağını savunanlar yılmıyor. Bu yüzden de kirli propaganda, mafyatik yöntemler, tehdit ve şantaj daha fazla devreye girmeye başladı. Ormanın, suyun, kuşun yanında insanların can güvenliği de tehlikede artık.
İşte Muğla’da son günlerde yaşananlar da böyle. Onlarca şirket, kentleri ve tarım alanlarını mahvedecek projelerini hayata geçirmelerinin önünde engel gördükleri toprak savunucularına karşı, tehlikeli yöntemlere başvurmaya başladılar. Bunun en son örneği Deştin’de olanlar.