Sektör temsilcileri, bu yıl zeytinyağında artan sahteciliğe karşı hapis cezasının da arasında bulunduğu yeni yaptırımlar getirilmesini istiyor.
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçı Birlikleri Başkanı Renklidağ: ” Binlerce kişinin zeytinyağı tüketme hakkını gasp ediyorsunuz, onları dolandırıyorsunuz, 14 bin lira ödüyorsunuz. Bu şekilde olmaz… TCK’da değişik yapılarak, değiştirilmesi ve satan marketlerin de aynı cezaya çarptırılması gerekir.”
Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Çetin: “Lisanslı depoculuk bir çözümdür ama asıl denetimler arttırılmalı. Tağşişli üründe sadece o ürünü imal eden firma para cezasına çarptırılıyor. Sahte zeytinyağı imal eden kişiler kadar bunları marketinde, raflarında bulunduran satıcılar da sorumlu tutulmalı.”
Zeytinyağı üretici fiyatlarında geçen yıl 6 lira olan fiyat, bu yıl 12 liraya yükselince piyasada farklı yağlarla karıştırılmış (tağşişli) ürünlerin artmasına yol açtı. Tüketicinin bu konuda dikkatini çeken sektör temsilcileri, artan sahteciliğe karşı ağır cezai yaptırımların getirilmesini bekliyor.
Ege Zeytin ve Zeytinyağı ihracatçı Birlikleri Başkanı Gürkan Renklidağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, zeytinyağındaki fiyat artışlarının üreticiyi mutlu ettiğini, fakat fiyat artışının “tağşişli” ürünlerin artmasına neden olduğunu belirtti.
Zeytinyağında sahteciliğin tespit edilmesi durumunda, tağşişli ürün hazırlayan firmaya 14 bin lira para cezası verildiğini bildiren Renklidağ, “Bu yeterli değil. Bu yöntemle binlerce lira para kazanıyor dolayısıyla da 14 bin lirayı ödemeyi göze alıyorlar. Biz ihracatçı birlikleri olarak bu konuda Türk Ceza Kanunu’nda değişiklik yapılmasını öneriyoruz” dedi.
– “Nitelikli hırsızlık olarak değerlendirilmeli”
Renklidağ, gasp suçunun 10 yıla kadar hapis cezası gerektirdiğini ifade ederek “Zeytinyağında böyle bir ceza yok. Binlerce kişinin zeytinyağı tüketme hakkını gasp ediyorsunuz, onları dolandırıyorsunuz, 14 bin lira ödüyorsunuz. Bu şekilde olmaz… TCK’da değişik yapılarak, değiştirilmesi ve satan marketlerin de aynı cezaya çarptırılması gerekir. Tağşiş fiyatların yüksek olduğu yıllarda tağşiş hep oluyor, cezası da olmadığı için herkes yine yapıyor. 14 bin liralık para cezasıyla tağşişin önüne geçemezsiniz. Ciddi bir yaptırımın uygulanması gerekir” diye konuştu.
Ağaçlardan zeytin hırsızlığı konusunda da önleyici tedbirler alınması gerektiğini vurgulayan Renklidağ, “Zeytinliklerden zeytin çalmanın da zeytinyağında sahtecilik yapmanın da nitelikli hırsızlık suçu kapsamına alınarak bu yönde ceza yaptırımı uygulanmasını istiyoruz” ifadesini kullandı.
– Lisanslı depoculuk önerisi
Gürkan Renklidağ, zeytinyağında fiyatlarının spekülatif söylemler nedeniyle üreticinin malını stoklaması sonucu arttığını ileri sürerek, şunları kaydetti:
“Zeytinyağının hareketi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından takip edilmeli. Zeytinyağı sıkıldığı yerde belli standartlara uyularak saklanmalı, ürün sıkıldıktan sonra üreticiye bir belge verilmeli. Bir nevi lisanslı depoculuk uygulaması gibi üretici istediği zaman zeytinyağını paraya dönüştürebilmeli. Zeytinyağını herkes istediği gibi kamyonuna yükleyip evinde saklamamalı. Bu modeli İspanyollar yüzlerce yıl önce oturtmuşlar.”
Türkiye ‘de de İspanya’da olduğu gibi bir sistem oluşturmak için bir kooperatif kurulması ya da Tariş’in bu işi üstlenmesi önerisinde bulunan Renklidağ, “Tariş’in saklama tankları son derece mükemmel ve alt yapısı buna müsait. Dolayısıyla Tariş’e böyle bir görev verildiğinde piyasadaki spekülatif stokçuluğun önüne geçilebilir” görüşünü bildirdi.
Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin de zeytinyağında sahteciliğin artmasının, fiyatların yükselmesinden çok denetimlerdeki ve uygulamadaki eksikliklerden kaynaklandığını ileri sürdü.
Lisanslı depoculuk sisteminin zeytinyağındaki sahteciliğe bir çözüm olabileceğini ifade eden Çetin, “Bir kooperatif ya da başka bir yapı oluşturulmalı. Lisanslı depoculuk bir çözümdür ama asıl denetimler arttırılmalı. Tağşişli üründe sadece o ürünü imal eden firma para cezasına çarptırılıyor. Sahte zeytinyağı imal eden kişiler kadar bunları marketinde, raflarında bulunduran satıcılar da sorumlu tutulmalı. Her market sattığı ürünün arkasında olmalı” şeklinde konuştu.
http://www.radikal.com.tr/