Hayatın hemen her alanında plastiklerle beraberiz. Bu ürünlerin en sık kullanıldığı alanlardan biri de mutfak. Dondurma kutusunda saklanan sarmaların hayali ile yaşıyoruz. Artan yemekleri için kullanmakla kalmayıp, çocuklarımızın beslenmelerini dahi plastik kutulara koyup gönderiyoruz. Ama bu büyük bir hata. Neden mi? Uzmanlar yanıtladı…
Sürdürülebilir yaşamın temel unsurlarından biri de yeni almak yerine tekrar kullanmak. Bu sayede yeni malzemelere olan ihtiyacı ve çevreye olan zararı fazlasıyla azaltmak mümkün. Ancak bazı durumlarda, özellikle de Sağlık söz konusu olduğunda, eskiyenle vedalaşıp yeniye geçmek gerekebiliyor. Plastik saklama kapları da bu listenin en başında yer alıyor.
Plastik günlük yaşamımızın her alanında özellikle de mutfaklarda çok yaygın kullanılıyor. Birçoğumuz kalan yiyecekleri saklamak için plastik kaplar kullanıyoruz. Hatta hemen her mutfakta plastik kutularla dolup taşan bir dolap var. Ancak plastiğin sağlık ve çevre için yarattığı risklere dair farkındalık arttıkça, tüketicilerin aklındaki “Plastik saklama kutularından kurtulmanın zamanı geldi mi?” şüphesi de kuvvetleniyor
Bu soruyu Çukurova Üniversitesi’nde plastik kirliliği ve etkileri üzerine çalışmaları olan Doç. Dr. Sedat Gündoğdu‘ya sorduk. Gündoğdu şu detayları sıraladı:
“Bütün plastikler şu an kullandığımız hale gelmek için çeşitli kimyasallarla karıştırılmak zorunda. Bu kimyasallar plastiklere güneşten korunma, güneşe dayanıklılık, sertlik, yumuşaklık, esneklik ve alev almama gibi özellikleri kazandırıyor. Ancak bu kimyasalların önemli bir kısmı kanserojen nitelikte. Mesela fitalatlar, bisfenoller, alev geciktiriciler, UV engelleyiciler gibi çok çeşitli kimyasallar, endokrin bozucu olma özelliğini gösteriyor. Üstelik bu maddeler yağ dokusu oluşumunu hızlandırarak obeziteye de neden oluyor.”
Gıdaların taşınmasında ve saklanmasında kullanılan plastiklere yaygın olarak eklenen BPA’nın bebek beyni ve üreme zararlarıyla ilişkilerini ortaya koyan çok sayıda araştırma mevcut. Bu çalışmaların sonucunda bazı düzenlemeler hayata geçirildi. Ancak günümüzde “BPA içermez” etiketiyle pazarlanan ürünlerde kullanılan iki yaygın ikame BPS ve BPF’nin de BPA ile benzer etkilere sahip olabileceği düşünülüyor.
GÜNLÜK HAYATTA YOĞUN KULLANILAN ÜRÜNLER KİMYASAL İÇERİYOR
Peki Gündoğdu’nun da altını çizdiği “endokrin bozucu” ifadesi ne anlama geliyor?
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Yusuf Aydın, endokrin yani salgı sisteminin insan vücudunun sağlıklı gelişmesi ve organlarımızın sağlıklı çalışması için gerekli olduğunu ve bu sistemin herhangi bir kısmında oluşan bozukluğun ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğinin altını çizdi.
MİKROPLASTİKLER, STREÇ FİLMLERİN VE BUZDOLABI POŞETLERİNİN YÜZEYLERİNE YAPIŞIYOR
Araştırmacılar, günlük plastik malzemeleri oluşturan kimyasallar konusunda daha fazla şeffaflık olmadan, hangi plastik kapların güvenli olduğunu yanıtlamanın zor olduğunu vurguluyor.
Gündoğdu, plastik kaynaklı kimyasal geçişinin plastiğin kullanım amacına göre değiştiğini söyleyerek, “Çoğunlukla sıcaklığa maruz kalan, fiziksel müdahale ile parçalanan ya da buruşturulan plastiklerden hem mikroplastik ve nanoplastikler hem de tehlikeli kimyasallar yiyecek ve içeceklere sızıyor” ifadelerini kullandı ve ekledi:
“Bu riskler üretilen plastiğin kalitesiyle de ilişkili. Diğer yandan plastiğin içine konan gıdanın niteliği, asiditesi ve muhafaza edildiği sıcaklık da kimyasalların gıda maddelerine bulaşmasını etkileyen faktörler arasında. Streç Film ve buzdolabı poşeti gibi ürünlerde de benzer bir durum söz konusu. Hatta bunların üretim aşamasında mikroplastikten arındırılma durumu olmadığı için üretildikten sonra yüzeylerde mikroplastik bıraktıklarını biliyoruz.”