Oğuz Makal
Dokuz yaşına dek konserve sebze, hazır puding ve kızarmış tost ekmeği dışında annesinin masaya bir şey koymadığı gerçekti. Zaten Londra’lı Nigel Slater’ın yemek yazarlığına dek giden kitaplaşan yaşam öyküsünden uyarlanan Tost/Toast filmi de bunu anlatıyor.
“Bir şeyden mahrum olduğunuzda ona karşı daha fazla açlık hissediyorsunuz.”
Açlık hissi duyulan gerçekten ‘yemek’tir, sıcak, etli, sebzeli, kokusu üstünde bir yemek… Londralı Nigel Slater mahrum olduğu şeyi/yani hayal ettiği gibi yemek yemeyi, ancak 1988’de Marie Claire dergisinde yemek yazarı olmadan önce restoranlarda çalıştığı sırada ele geçirdi. 30 Dakikada Yemek (1994) ve Gerçek İyi Yemek (1995) gibi erken dönem kitaplarının yanı sıra, Observer başta gazete ve dergilerde yemek yazarlığı yaptı ve BBC’de çalıştı, televizyon-radyoda yemek programları sundu.
Üretkenliğine hayran olmamak elde değil, on dokuzuncu kitabı Bir Aşçının Kitabı bir yıl önce yayınlanmıştı. Çok da uzağa gitmeden önceki kitapları arasında Yemek-Fast Food’un Küçük Kitabı (2013), İyi Beslenmenin Bir Yılı (günlük, 2015), anılarını ve yüzün üzerinde tarifi kapsayan Noel Günlükleri (2017), vegan beslenmenin iki kitabı: Greenfeast: İlkbahar, Yaz ve aynı yıl Greenfeast: Sonbahar, Kış (2019) sayılabilir…
Peki bu ‘açlık konusu’ da nereden çıktı, Londra’da yemek yenecek yer mi yoktu ya da evinde yemek mi pişmiyordu? diye sorabilirsiniz? Dokuz yaşına dek konserve sebze, hazır puding ve kızarmış tost ekmeği dışında annesinin masaya bir şey koymadığı bir gerçekti, zaten yaşam öyküsünü kurguladığı, önce oyunlaşan/sahnelenen kitabından uyarlanan Tost/Toast (2010) filmi de bunu anlatıyor.