Türkiye’deki margarin üreticileri gönüllü olarak margarinde bulunan trans yağ oranını 2007 yılında sıfırlama olarak görülen yüzde 1’in altına çekmişti. 2021’de ise konuyla ilgili yasal düzenlemenin yürürlüğe girmesi bekleniyor.
Margarin üreticileri, 2007’de ürünlerindeki trans yağ oranını gönüllü olarak 2007’de yüzde 1’in altına çekerek sıfırlama denilen orana yaklaştırdı. Türkiye, dünyada bunu uygulayan 3’üncü ülkeden oldu. Sektörün beklediği yasa için ise geri sayım başladı. Margarinlerde bulunan trans yağ oranının yüzde 2’lere indirilmesini içeren yasa için taslak çalışmasının tamamlandığı belirtildi. 2021 yılında AB ülkeleri ile birlikte yasanın yürülüğe girmesi bekleniyor. Yıllık 120 bin tonu sofra margarini olmak 800 bin tona yakın margarin üretilen Türkiye pazarında, üretimin 150 bin tonu ihraç ediliyor. Sektörün yüzde 95’inin ise trans yağı sıfırlayan yüzde 1 altındaki oranları uyguladığı ifade ediliyor.
Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği (MÜMSAD) Koordinatörü Ebru Akdağ, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) 151 yıldır gıda maddesi olarak kullanılan margarindeki trans yağın 2023 yılına kadar kaldırılması için dünya çapında bir seferberlik başlattığını söyledi. Bu kapsamda oranın yüzde 2’nin altına indirilmesinin amaçlandığını aktaran Akdağ, “Yasal düzenlemelerle ilgili hareketlenme başladı. Ancak öncesinde bu konuda ilk düzenlemeyi yapan Danimarka oldu. Onlar yüzde 2’ye çektiler. Ardında 2005 yılında Avustralya bunu gönüllü olarak başlattı ve trans yağ oranını bizim gibi yüzde 1’in altına çektiler. Etiketleme tebliğine göre yüzde 1’in altındaki trans yağ içeriği ‘trans yağ yoktur’ şeklinde beyan edilebiliyor.
Türkiye ise yasal bir düzenleme olmadan 2007’nin başında bunu gönüllü olarak yüzde 1’in altına çekti. Üreticiler, margarini 2008 yılından bu yana Tarım Bakanlığı’nın izniyle trans yağ yoktur logosuyla satıyor ” dedi.
“Yasa olmadan zincirin bir ucu açık kalıyor”
Trans yağ seviyesini yüzde 1’in altına çektikleri 2007 yılından bu yana bu konuda yasal düzenleme beklediklerini anlatan Ebru Akdağ, “Her ne kadar sektörün yüzde 95’ni temsil eden üyelerimiz arasında bu oran sıfıra yaklaştırılsa da yine de zincirin bir ucu
açık kalıyor. Dolayısıyla bu yasal düzenlemenin çıkması için bakanlığı sürekli olarak teşvik ettik” diye konuştu. “Normal şartlarda sektör bu düzenlemeyi yapmamış olmasaydı bakanlık bu kadar kısa sürede uygulamayı hayata geçiremezdi” diyen Akdağ, “Çünkü Amerika 2015 yılında yasayı çıkarıp ancak 2018 de uygulamaya aldı. Kanada’da 2018’de açıkladı 2020’de geçiyor. AB ise geçen yıl yüzde 2’lik rakamı açıkladı ve 2 yıllık bir geçiş süresi verdi. Böyle olunca bakanlık taslağı hazırladı. Avrupa’yla uyumlu olması için de 2021’de uygulamaya girecek” bilgisini paylaştı.
“Hayvansal gıdalarda doğal trans yağ bulunuyor”
Ebru Akdağ, uygulamanın raflarda satılan ve pastanelerde kullanılan margarinleri kapsayacağını aktardı. Trans yağın aslında hayvansal gıdanın yanı sıra zeytin yağı dahil tüm yağlarda bulunduğunu kaydederek, “İki çeşit trans yağ var. Biri kısmi hidrojonasyon yönteminden kaynaklanan, yani istenmeden üretilen bir yan ürün. Diğeri ise hayvansal gıdalarda bulunan doğal trans yağlar. Yani geviş getiren hayvanların midesinde işlenmeden dolayı çıkan yağlar. Onlardan elde edilen et, süt ve özellikle tereyağında yüzde 3 ila 5 oranında doğal trans yağ bulunuyor” dedi. Akdağ, bu gıdalar doğru oranda tüketildiğinde yağların zarar vermediğini ifade etti.
Kaynak: www.dunya.com