Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, bu yıl art arda yaşanan felaketlerin balın ekonomiye katkısında azalmaya ve rekolte düşüşüne neden olduğunu belirterek, “Arı yetiştiricilerimiz bu yıl doğal afet ve yangınlar nedeniyle çok kötü bir dönem geçirdi. Üreticilerimizin bu durumdan en az zararla çıkmalarını ve geleceğe umutla bakabilmelerini sağlamak için taleplerinin karşılanması gerekmektedir” dedi.
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, arıcılık konusunda açıklama yaptı. Ülkemizde kırsal geliri destekleyici bir faaliyet olarak yapılan arıcılığın aynı zamanda tarım ve ormancılıkla ilgili faaliyetleri tamamlayıcı bir etkiye de sahip olduğunu belirten Bayraktar, “Ülkemiz arıcılık için çok zengin bitki örtüsüne sahiptir. Dünya genelinde bilinen 27 bal arısının 6 alt türünün Anadolu’da bulunmasından dolayı ülkemiz çok önemli bir gen merkezidir. Türkiye 9 ay arıcılık üretim faaliyetlerinin yapılabildiği bir ülkedir” dedi.
“Dünya’nın en fazla bal üreten ikinci ülkesi Türkiye’dir”
“Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre dünyada 1 milyon 721 bin 288 ton bal üretilmiştir” bilgisini paylaşan Bayraktar, “Üretimde ilk sırayı Çin almakta olup dünya üretiminin yüzde 25’ini gerçekleştirmektedir. Bu ülkeyi yüzde 6,4’lük oranla ülkemiz izlemektedir” diyerek açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Dünyada 2020 yılında 2,1 milyar dolarlık bal ihracatı yapılmıştır. İhracatta yüzde 15,3’lük oranla ilk sırayı Yeni Zelanda alırken, yüzde 11,9’luk oranla Çin ikinci, yüzde 7,7’lik oranla da Arjantin üçüncü sırada yer almaktadır. Ülkemiz dünya bal üretiminde ikinci sırada olmasına rağmen ihracatta yüzde 1,2’lik oranla 19’uncu sıradadır.
Türkiye’de 2020 yılında 4,6 milyar lirası bal, 108 milyon lirası ise balmumu olmak üzere toplamda 4,7 milyar liralık üretim değeri oluşmuştur. Aynı yıl gerçekleşen 108,6 milyar liralık toplam tarımsal üretim içinde arı ürünleri yüzde 4,37 pay almıştır.
TÜİK verilerine göre 2020 yılında ülkemizde 81 ilde 82 bin 862 adet arıcılık işletmesi faaliyet göstermektedir. En fazla işletmeye sahip olan Muğla’yı, Sivas ve Ordu illeri takip etmektedir.”
“Kuraklık ve yangın gibi felaketler arıcılığa büyük zarar vermiştir”
Türkiye’de 2020 yılında 105 bin ton bal üretildiğini belirten Bayraktar, en fazla bal üretiminin yapıldığı ilin 17 bin tonla Ordu olduğunu açıklayarak şunları söyledi:
“Ordu’da üretilen bal toplam üretiminin yüzde 16,5’ine tekabül etmektedir. Türkiye 2020 yılında 57 ülkeye 26 milyon dolar değerinde 6 bin ton bal ihraç etmiştir. En fazla ihracat yaptığımız ülkeler Almanya, ABD ve Suudi Arabistan’dır.
Türkiye dünyanın en önemli bal üreticisi ülke olmasına rağmen ürettiği balın neredeyse tamamına yakınını ülke içinde tüketmektedir. Ürettiği balın 2010 yılında binde 2’sini, 2020 yılında ise binde 6’sını ihraç etmiştir. İhraç edilen miktar her geçen gün artıyor olsa da oransal miktarın daha yukarılara çıkarılması gerekmektedir.
Dünya çam balı üretiminin yüzde 92’sini karşılayan ülkemizde, yıllık yaklaşık 30 bin ton olan üretim, 2020 yılında kuraklıktan dolayı ciddi zarar görmüştür.
2021 yılındaki üretim miktarıyla ilgili kaygılar devam ederken, kızılçam ormanlarında çıkan yangınlar ve basralı sahaların büyük çoğunluğunun yanması gerek bu yıl, gerekse gelecek yıllarda çam balı üretimini olumsuz etkileyecektir.
Yangından zarar gören alanlarda yapılacak yeni orman plantasyonunda arı varlığı gözetilerek planlama yapılmalı, belli aralıklarla bal ormanlarının dikilmesi ve çoğaltılması sağlanmalıdır.
Yanan basralı sahaların yerine bu yıla özel olarak Millî Emlak arazileri bal üretimine açılmalı ve Kuşadası Millî Parkı çam balı üretimi için kullandırılmalıdır.
2021 yılında özellikle kuraklığın etkisinin hissedilir derecede olması, ülkemizde çayır-mera ve orman alanlarında yapılan üretimi olumsuz yönde etkilemiştir.
Ballı bitki florası arının bal veriminde artışa neden olmaktadır. Bu konuda çalışma başlatılmalı, bu bitkilerin ekimi teşvik edilmelidir.
Kestane kanserine maruz kalan ağaçlar rehabilite edilerek yeniden dikim sağlanmalı, gerekirse kestane ormanları kurulmalıdır.
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği yaptıkları saha çalışmalarında bu sene bal üretiminde çok ciddi düşüşler olacağını, bal üretiminin gerçekleşmesi bir yana, içinde bulunduğumuz 2021 yılında arıların yaşam mücadelesi vermesi ve bu mücadeleden gelecek sezona sağlıklı çıkmasının mümkün görülmediğini söyledi. Dolayısıyla Eylül-Ekim aylarında başlayacak koloni çöküşlerinin kaçınılmaz olacağı da görülmektedir.”
“Bal üretiminde yaşanacak azalma bal fiyatlarını artıracak, sahte bal satıcılarına fırsat verecektir”
Bayraktar, bu yıl art arda yaşanan felaketlerin balın ekonomiye katkısında azalmaya ve rekolte düşüşüne neden olduğunu belirterek bu durumun bal fiyatlarındaki artışta önemli rol oynayacağına dikkati çekti. Bayraktar, sahte bal konusunda da tüketicilere uyarıda bulundu:
“Rekoltede ne kadar düşüş olacağı ve fiyatların hangi seviyelere çıkacağı bilinmemekle birlikte bu durum sahte bal satanlara fırsat verecektir. Sahte balla etkin mücadele edilmelidir. Tüketicilerimizin hem sağlığına hem de cebine göz diken bu fırsatçılara izin verilmemeli, kontroller sıklaştırılmalı, merdiven altı ve kaçak bal ile bal ürünleri satışları engellenmelidir.”
“Destekler ve kredi imkânları iyileştirilmeli”
Arı yetiştiricilerinin bu yıl doğal afet ve yangınlar nedeniyle çok kötü bir dönem geçirdiğini de belirten Bayraktar, üreticilerin bu durumdan en az zararla çıkmalarını ve geleceğe umutla bakabilmelerini sağlamak için taleplerinin karşılanması gerektiğini vurguladı. Bayraktar, üreticilerin taleplerini ise şöyle aktardı:
“Doğal afete maruz kalan arıcılara şeker desteği verilmeli ve kovan başına verilen destek de yüzde yüz artırılmalıdır.
Yetiştiricilere arı otu tohumu, ilaç, arıcılık malzemesi, ekipman ve makine desteği verilmelidir.
Doğal afete maruz kalan arıcılara yem desteği sağlanmalıdır.
Bal üreticilerine nakliye için mazot desteği verilmelidir.
Doğal afetlerden etkilenen üreticilerin Ziraat Bankası ve Tarım ve Kredi Kooperatiflerine olan borçlarının faizleri silinmeli, borçları uzun vadeli yapılandırılmalıdır.
Yeni kredi çekmek isteyen doğal afet ve yangından etkilenmiş üreticilerimize de düşük faizli kredi kullanımı sağlanmalıdır.”