Dünya Sağlık Örgütü günlük tuz alımının 1 çay kaşığı ile sınırlandırılmasını öneriyor. Bu, 5-6 grama denk geliyor. Türkiye’de ise tuz tüketimi 15 gram yani 3 katı.
Sabri Ülker Vakfı, “Dünya Tuza Dikkat Haftası” nda yeni bir farkındalık kampanyası için düğmeye bastı. Toplumu tuz tüketimiyle ilgili bilinçlendirmek amacıyla başlatılan “Fazla Tuzu Azalt, Ömrünü Uzat” kampanyası çerçevesinde tuz tüketimine ilişkin veriler ve önemli bilgiler paylaşılacak, alınması gereken aksiyonlar belirlenecek. Kampanyayı tanıtmak üzere düzenlenen toplantıda ise Türkiye’nin tuz tüketimi karnesi çıkarıldı. Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı konuyla ilgili tavsiyesinde günlük tuz alımının, 1 çay kaşığı ile sınırlandırılmasını söylüyor. Bu, 5-6 grama denk geliyor. Yetişkin bireyler günde 1.5 gram sodyuma ihtiyaç duyuyor. Tuzun bileşiminde yer alan, fizyolojik açıdan ihtiyaç duyulan bir mineral olan sodyum; kan basıncı, asit baz dengesi, sinir sistemi ve kas dokusunun çalışmasında önemli.
Aşırı tuz tüketimi ve dolayısıyla yüksek sodyum alımı ise kalp, beyin ve böbrek hastalıkları başta olmak üzere birçok sağlık sorununa yol açabiliyor. Çarpıcı rakam şu: Türkiye’de tuz tüketimi önerilen miktarın üç katı. İngiltere’de 9, ABD’de 10, Japonya’da 12, Çin’de 13 gram olan günlük tuz tüketimi bizde oldukça yüksek. Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin 2008’de gerçekleştirdiği SALTURK-1 çalışması Türkiye’de yetişkinlerin günlük tuz tüketiminin 18 gram olduğunu, 2012’deki ise 15 gram olduğunu gösteriyor. Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması- 2010 sonuçlarına göre de Türkiye’de yetişkinlerin, sofra tuzu haricinde yalnızca besinlerden aldığı sodyum miktarı ortalama 2178 mg. Rakamlar da gösteriyor ki Türkiye’de günlük 15 gramlık tüketim, önerilen miktarın üç katı.
‘Yemek tuzuna dikkat!’
SALTURK-2 çalışmasına göre, günlük tuz alımının yüzde 56’sından yemek tuzu sorumlu. Bunun da dörtte üçünü, tencereye eklenen tuz oluşturuyor. Günlük tuz tüketimimizi, yüzde 32 ile ekmek tuzu, ardından yüzde 13 ile sofra tuzu takip ediyor.
Gün içinde tüketilen ve tuz içeriği yüksek zeytin, peynir, turşu, salça, çeşitli soslar, tuzlu baharat karışımları da günlük tuz alımına önemli ölçüde katkı veriyor.
Peki, aşırı tuz tüketimini azaltmak için neler yapılabilir? Aşırı tuz tüketiminin ve beraberinde yol açtığı sağlık sorunlarının önlenmesinde ilk adım, farkındalığın oluşturulması ve beslenme alışkanlıkları ile yaşam tarzının değiştirilmesi olarak gösteriliyor.
Zorunlu uyarı geldi
Sağlık Bakanlığı, 2011’den günümüze sürdürdüğü ‘Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı’ ve her yıl mart ayında Tuza Dikkat Haftası etkinlikleri ile toplumu aşırı tuz tüketiminin sağlık üzerine olumsuz etkileri konusunda bilgilendiriyor. Amaç, farkındalık oluşturmak. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ise ekmek, pastırma, kırmızı pul biber, salça ve pürelerin tuz içeriğini azaltmaya yönelik düzenlemeler yapıyor. Ağustos 2013 itibarıyla tuz ambalajlarında, ‘Tuzu Azaltın, Sağlığınızı Koruyun’ ifadesi bulunması zorunlu hale getirildi.
Kadınlara ‘iş’ düşüyor…!
Türkiye’nin toplumsal yapısı değerlendirildiğinde, yemekleri genellikle kadınlar hazırlıyor. Kadınların, aşırı tuz tüketiminin neden olabileceği sağlık sorunları hakkında farkındalık geliştirmesi, evde hazırlanan yiyecek ve içecekledeki tuz içeriğinin azaltılmasında etkili olabilir. Bu konuda Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Ülver Derici kadınların rolüne dikkat çekerek şu bilgileri veriyor: “SALTURK-2 çalışmasına göre günlük tuz alımının yüzde 56’sından yemek tuzu sorumlu. Yemek tuzunun da dörtte üçünü, tencereye eklenen tuz oluşturuyor. Çalışmanın sonuçları değerlendirildiğinde, tencereden eksilen 5 gram, yani yaklaşık 1 çay kaşığı kadar tuz ile 4 kişiden 1’inin hayatı kurtulabilir. Birçok yeme ve beslenme davranışında olduğu gibi, tuz tüketim alışkanlıkları da çocukluk çağında kazanılıyor. Bilinçli anneler sayesinde çocukluk çağında doğru tuz tüketim alışkanlıkları verilmeli ki ilerleyen yaşlarda da sürdürülsün. Kadınlar doğru yeme ve beslenme davranışlarının aileye ve çocuklara kazandırılmasında önemli rol üstlenebilirler ancak buna ek olarak özellikle gebelik ve menopoz dönemindeki kadınlar aşırı tuz tüketiminin kendileri için de riskli olduğunun farkında varmalılar. Kadınlar menopoz ve sonrası dönemde, kemik erimesi açısından risk altında. Aşırı tuz tüketimi, vücuttan kalsiyum atımını artırarak, kemik erimesinin ilerlemesinde rol oynuyor. Dolayısıyla kadınların tuz tüketimi hakkında farkındalığının artırılması hem kadın hem çocuk hem de toplum sağlığı açısından oldukça önemli.”
www.dunya.com