Pazarda bazı meyveler görüyorum Ne pazarcı etiketi doğru yazmış ne de sattığı ürünün adını doğru telaffuz edebiliyor. Satarken de ithal diye övünerek satıyor. İsmini bile söyleyemiyorsak o ürün Anadolu’ya ait değildir. Benim önerim ata tohumu, ata yiyeceği, ata meyvesidir. Her toprağın kendi meyvesi, sebzesi yiyeceği ayrıdır. Yerel tadlar boşuna oluşmamıştir. Yerel tadların yaşaması tropik meyvelerden çok daha önemlidir.
Bir çok tropik meyve ülkemizde de yetişir. Yerli üretime bir sözüm yok. Bizim topraklarımızda yetişen her ürün bizimdir. Sözüm ithal meyveye. Alanya, Gazipaşa, Adana tarafları iklim izin verdiği icin avakado, kivi gibi tropik meyveler üretmektedir. Oraların iklimi uygunsa ne ala alıp yiyelim ama benim Denizli’ de illa ithal edilen muz, ağaç kavunu, papino, hindistan cevizi gibi bizim olmayan ürünleri yememe gerek yok. Yesenizde fayda vermez, zaten vücut kabul etmez. Kendi incirimiz, kayısımız, üzümümüz, cevizimiz, bademimiz ise hem şifadır hem ülke çiftçimizin, yerel çiftçimizin kurtuluşudur.
Hediye alışkanlıklarımızı da değiştirelim. Köy ürünlerini hediye olarak vermeyi alışkanlık haline getirelim. Köy yumurtası, zeytin, ceviz, badem, meyve hediyesi en sağlıklı en güzel hediyedir ve yerli üretimimizin sürmesini de sağlar.
Gazlı içecek, şeker yerine kuru meyvelerimiz, kuru biberimiz, bamyamız , pekmezimizden güzel hediye olur mu?
Ülke tarımına katkı için hepimizin yapabilecekleri var. Bahçelerimiz, tarlalarımız ekilmeli, üretim sürmelidir. Bu konuda devletimizin subvansiyonlara başlaması, çiftçimizi açıkça ve yüksek seviyede desteklemesini diliyorum.
Tarımsal üretim yapmayan, tarlası olmayan şehir insanımızda köy ürünlerini tercih etmeli, kooperatifleri, kırsal bölgeyi gidip görmeli ve desteklemelidir. Bir miktar alışverişinizi büyük marketler, avm’ler yanında köylerden, kooperatiflerden yapın ki gelir dağılımında denge oluşsun. Köylümüzün cebine de para girsin.