Mensur Akgün
Yumurtanın mı tavuktan, tavuğun mu yumurtadan çıktığı baktığınız zamana göre değişir. Eğer yumurtayla başlayıp kuluçka dönemini takip edip civcivin kabuğunu kırışını dikkate alırsanız tavuk yumurtanın ürünüdür. Yok eğer başlangıç noktanız yumurtanın ortaya çıkışıysa, yumurta tavuğun. Yani sebeple sonuç arasındaki ilişki korelasyonu kurduğunuz ana bağlıdır.
İsterseniz bu tartışmayı jenerasyonlar öncesine, hatta dünyanın oluşumuna, tavuk neslinin ortaya çıkışına kadar götürebilirsiniz. Felsefe ağırlıklı bir tartışmaya dönüştürebilirsiniz. Ama bu tartışma ne tavuk ne de tavuktan faydalananalar için anlam ifade eder. Başlangıcında hangisi olursa olsun tavuk yine hayatından olur, onu bulan da muhtemelen karnını doyurur.
Bulamayanlar ise aç kalır. Tartışma derseniz sadece tartışanlara fayda sağlar, siyaset yapmalarına, kendilerini haklı göstermelerine yardımcı olur. Tıpkı Ukrayna savaşında olduğu gibi Batı yumurta derken, Rusya tavuk der ancak sonuçta tahıl krizi ve enerji fiyatlarının astronomik artışı yoksul ülkeleri vurur. Yokluk, yoksullukla birleşince bir de üstüne iklim krizi eklenince ortaya şiddetli geçimsizlik çıkar.
BM’nin kayda geçirdiği Afrika’da açlıkla boğuşan 180 milyon için tahıl krizinin nedeninin yaptırımlar mı yoksa saldırılar mı olduğu tartışması hiçbir anlam ifade etmez. G-7 ülkelerinin kravatlarını çıkardıkları için rahatlayan, rahatladıkları için de herhalde rahat konuşan ancak gri takım elbiselerinden aile fotoğrafında bile feragat edemeyen liderlerinin Rusya’yı hedef göstermesi onların karnını ne yazık ki doyurmaz.