Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nün kuruluş tarihi olan 16 Ekim, her yıl Dünya Gıda Günü olarak kutlanıyor. Dünya Gıda Günü’nün 41’incisi, FAO’nun kuruluşunun ise 76’ıncı yıldönümünün kutlanacağı bu yılki Dünya Gıda Günü’nün teması, “Eylemlerimiz Geleceğimizdir-Daha iyi üretim, daha iyi beslenme, daha iyi bir çevre ve daha iyi bir yaşam” şeklinde belirlendi. Yayla Agro Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Gümüş, 16 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada tarladan çatala, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir gıda sisteminin varlığının sağlıklı nesillerin yetişmesine yapacağı katkıya ve geleceğimiz açısından önemine dikkat çekti.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), her yıl belirlenen bir tema çerçevesinde kutlanan 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde düzenlediği etkinliklerle; gıda üretimi, tüketimi ve güvenliği ile ilgili konuları gündeme taşıyarak, dünya genelinde önemli sorunlardan biri olan açlık, yetersiz beslenme ve gıda israfına dikkat çekmeyi hedefliyor. İnsan yaşamı için hayati önemdeki gıda güvenliğinin sağlanması, iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarına bir de Covid-19 pandemisinin yıkıcı etkilerinin eklenmesi nedeniyle giderek zorlaşıyor. Dünyada 2 milyarı aşkın insan güvenilir, besleyici ve yeterli gıdaya düzenli erişim sağlayamazken, 3 milyar insanın sağlıklı beslenmeye ekonomik açıdan gücü yetmiyor. Dünya genelinde obezite de artmaya devam ediyor. Milyonlarca insan açlık ile mücadele ederken, yenilenebilir durumdaki tonlarca gıda ise israf ediliyor. İsraf edilen her gıda değerli kaynakları çöpe atıp üreticinin emeğini boşa çıkarırken, çevreye de zarar veriyor. Küresel sera gazı salınımının yüzde 10’u tüketilmeyen gıdalardan kaynaklanıyor.
Gıda ve bakliyat sektörüne getirdiği yenilikçi ürünler ile dikkat çeken Yayla Agro’nun Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Gümüş, 16 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, iklim değişikliğinin gıda güvenliği üzerindeki baskısının her geçen yıl arttığına, bu doğrultuda sürdürülebilir gıda ve beslenmenin giderek daha fazla önem kazandığına dikkat çekti. Dünya kaynaklarının verimli kullanılmasını içeren sistemlerin her alanda olduğu gibi gıda sektörüne de hakim olduğunu belirten Hasan Gümüş, “Yayla Agro olarak Türkiye’nin yanı sıra dünyanın pek çok ülkesinde faaliyet gösteriyor ve yaşanan değişimi yakından görme fırsatı buluyoruz. İklim değişikliği kaynaklı aşırı hava olayları, seller ve kuraklık dünya genelinde gıda üretimini olumsuz etkiliyor. İklim değişikliği yanında son iki yılda hayatımızı kökten değiştiren Covid-19 pandemisi, gıda sektöründeki taşları da yerinden oynattı. Gıdanın ve sürdürülebilirliğinin ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırladık. Diğer yandan enerji, hammadde, emtia ve lojistik fiyatlarındaki yükseliş ve bunların tedarikinde yaşanan sıkıntılar üretim maliyetlerini de yukarıya taşıyor. Pandeminin getirdiği bir başka değişim ise tüketicilerin beslenme alışkanlıkları ve tercihlerinde yaşandı. Sağlıklı, dengeli ve sürdürülebilir beslenme dünya genelinde önem kazanıyor. Tarladan çatala, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir gıda sisteminin varlığı, sağlıklı nesillerin yetişmesi ve dünyamızın geleceği açısından büyük önem taşıyor. 2050 yılında dünyanın giderek azalan kaynakları ile 10 milyar insanı beslemesi gerekecek. Üreticiden tüketiciye gıda zincirinin tüm halkalarında verimliliği ve çevre dostu yöntemleri esas alan, israfı azaltan, daha iyi bir yaşamı hedefleyen bir yaklaşım ile yaşanan sorunların üstesinden gelebiliriz. 2021 Dünya Gıda Günü’nün, “Daha iyi üretim, daha iyi beslenme, daha iyi bir çevre ve daha iyi bir yaşam” teması bu anlamda bizlere çok şey anlatıyor.” diye konuştu.
Sürdürülebilir beslenmede, sağlıklı protein kaynağı olarak baklagillerin rolüne de değinen Yayla Agro Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Gümüş, açıklamalarını şu sözlerle bitirdi: “Dengeli bir beslenmenin vazgeçilmez unsurlarından olan baklagiller, değerli birer bitkisel protein kaynağı olarak insanların sağlıklı ve güvenilir gıdaya ulaşmalarını kolaylaştırıyor. Çevresel etkileri de hayvansal gıdalara kıyasla çok daha düşük. Hayvansal kaynaklı beslenme bitkisel kaynaklı beslenmeye oranla sera gazı salınımını 20 kat daha fazla artırırken su kaynaklarını ise daha fazla tüketiyor. 1 kg bitkisel protein 50 litre, 1 kg hayvansal protein ise 5 bin 500 litre suya ihtiyaç duyuyor. İklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarını göz önüne alarak beslenme tercihlerimizi de yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor. Yediklerimiz ve nasıl beslendiğimiz, yaşamımızı derinden etkiliyor. Biz de Yayla Agro olarak tüm üretim süreçlerimizde gıda zincirinde üstlendiğimiz rolün sorumluluğu ve bilinci ile hareket ediyor, daha sağlıklı nesiller yetiştirme misyonumuz doğrultusunda sürdürülebilir beslenmeye katkı sağlıyoruz.”