Dünya Gazetesi ‘Ankara Sohbetleri’ne konuk olan Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Akcan, tohum ithalatının tüketici tercihine bağlı olduğunu belirterek, “Örneğin, Türkiye’nin domates ihtiyacını karşılayacak yerli tohumlar olmasına rağmen, renk, tat gibi tüketici tercihleri nedeniyle ithalat yapılıyor” dedi.
Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Akcan, gerek fiyat gerekse maliyet belirsizliği sebebiyle çiftçilerin üretim yaparak adeta bir kumar oynadığını söyledi. Çiftçiler zarar ederken, finans ve perakende sektörünün kâr etmesinin kanına dokunduğunu belirten Akcan, sanılanın aksine bitki üretim materyallerinde dışa bağımlılığın kalmadığını, ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 130 olduğunu bildirdi. ‘Ankara Sohbetleri’ne konuk olan Akcan, tohum ithalatının tüketici tercihine bağlı olduğunu belirterek, “Karnabahar yerine brokoli isterseniz, ithalat olur” diye konuştu.
■ Tarımın temel tohumculuğa dayanıyor. Pek, Türk tohumculuğunu sektörel açıdan sz nasıl değerlendirirsiniz, hangi noktadayız?
Bir tarım gerçeğimiz var, bitkisel üretim ve hayvancılık, gıda-orman ile bir bütün halinde. Bunun yanında bir de tohumculuk sektörü var ve ekosistem içindeki bir alan. Türk tarımı içinde tohumculuğun payı yüzde 2 seviyesinde. Türk tohumculuğu özel sektörün himayesinde, devletle birlikte ama özel sektörün direksiyonda olduğu bir sektör için benim baktığım yerden en başarılı kulvar olarak görünüyor.
1980’de başlayan özel sektör tohumculuğu 2022’ye muazzam büyüme içinde geldi. O dönem sadece 1 tane tohum firması varken, şu anda 1100 firma var. Süs bitkisi sektörü yoktu, şu anda 960 tane süs bitkisi firması var. Dış ticarette; süs bitkileri ve meyve fidanında artıya geçiyoruz. Tohumda 186 milyon dolarlık ihracat, 210 milyon dolarlık da ithalat var. Tohumluk özelinde küçük bir açık var. 2023 yılında artıya geçme hedefimiz var. Dış ticaret rakamlarını tüm bitki üretim materyallerine göre tekrar değerlendirdiğimizde 2021 yılında ihracatımız 341 milyon dolar, ithalatımız ise 263 milyon dolar. İhracatımızın, ithalatı karşılama oranı yüzde 130 seviyesinde.
Türkiye Tohumcular Birliği ve alt birliklerine baktığımızda toplamda 70 milyon dolarlık dış ticaret fazlası veriyoruz. Bizim için 10 sene hayal olan bir konuydu. Tohum dış ticaretine, 1900 yılında işe başlamış bir devletle, 1980 yılında işe başlamış bir devlet olarak aynı bakamayız.
■ Sizin bahsettiğiniz rakamlara rağmen, yine de ithalat konusunda eleştiriler azalmıyor…
Bu konuda tüketici tercihi ön plana çıkıyor. Tohumdan çıkan ürün tüketicinin tercihi. Yani siz domates alırken ne sipariş verilirse onu arayacaksınız pazarda. Eğer, pembe domates isteniyorsa bu aranacak. Pembe domates tohumu ithal ise mecburen çiftçi de bunu yetiştirebilmek için ithal tohumu tercih ediyor.
Veya uzun, büyük patlıcan dediğiniz zaman tercih ettiğiniz ürünün tohumu ithal ise çiftçi de bunu kullanacak. Türk bitki ıslahçılarının yapacağı çok iş var. Ancak sektörün gelişmesinin önündeki en büyük unsur toplumun tüketim tercihleri. Bugün karnabahar veya lahana yerine brokoli, Brüksel lahanası tercih ederseniz, tohumcunun da ithalat yapması zorunlu olur. Bunlar Türkiye’nin çeşidi değil.