Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Ata Tohumu Projesi Koordinatörü Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, İngilizlerden geri alınan tarihi ata tohumu koleksiyonu için, “Bize önce vermek istemediler. ‘Bakın, yasaya karşı geliyorsunuz, bu doğru bir şey değil’ dedik ve en nihayet bunları aldık. Bugün Türkiye Cumhuriyeti devletinin koruması altındadır. ‘Türkler el koydu’ diye bir şey yok. Zaten bu Türkiye Cumhuriyeti devletinin malıdır, yüce Türk Milletine ait. Bunlar paha biçilmez tohumlar” dedi.
Anadolu’dan toplanan ata tohumlarından oluşan ve Ankara’daki İngiliz Arkeoloji Araştırma Enstitüsü’nde tutulan koleksiyon Türkiye’ye geri kazandırıldı. İngiliz The Times gazetesine de haber olan ata tohumlarının İngilizler tarafından herhangi bir yasal izin alınmadan toplandığı, tohumlara da Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın el koyduğu ortaya çıkmıştı. İzinsiz toplanan bu ata tohumları koleksiyonuna, 3 Eylül 2019 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ‘Yerel Çeşitlerin Kayıt Altına Alınması, Üretilmesi ve Pazarlanmasına Dair Yönetmelik’ gereği el konulmuştu. 2 yıl önce hayatını kaybeden arkeobotanikçi Gordan Hillman’ın mirası olduğu belirtilen koleksiyon, Anadolu’daki binlerce yıllık arkeolojik alanlardan toplanan tohum ve botanik örnekler ile modern tohumlardan oluşuyordu.
‘TÜRKİYE’NİN TOHUMDA BAĞIMSIZLIĞINI KAZANDIĞI GÜN’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesindeki ‘Ata Tohumu Projesi’nin koordinatörü Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, yıllar sonra Türkiye’nin hakimiyetine geçen ata tohumu koleksiyonu ile ilgili DHA’ya açıklamalarda bulundu. Ata tohumlarının Türkiye’ye geri kazandırılmasını sağlayan yönetmeliğin hazırlanmasında 1,5 yıl büyük emek verdiklerini söyleyen Saraçoğlu, koleksiyonunun Ankara’da olduğunu öğrenince harekete geçip tohumları geri aldıklarını belirtti. Tohumların alındığı tarihi ‘Türkiye’nin tohumda bağımsızlığını kazandığı gün’ olarak niteleyen Saraçoğlu, “İngilizler ‘Biz 72 yıldır bunları topluyoruz Anadolu’dan, Anadolu’da bulunma sebebimiz, kendi arşivimizi kurduk’ diyor. Halbuki bunları gelişigüzel toplayamazsınız. Yani bugün siz Avusturya’da, İsviçre’de, Almanya’da bitkileri toplarken yetkili misiniz değil misiniz, izniniz var mı? Bunun bilinmesi lazım, her önüne gelen bitkiyi toplayamaz. Fakat enteresan olan şu; izinleri yok” dedi.
‘ZATEN BU TÜRKİYE’NİN MALIDIR’
3 Eylül 2019 tarihli yönetmeliği hatırlatan Saraçoğlu, “‘Anadolu topraklarından aldığınız her türlü bitki malzemesi, bu milletin malıdır, kamu malıdır’ der yönetmelikte. Bu tohumların biz orada olduğunu öğrendik ve bunları istedik. Bize önce vermek istemediler, ‘nasıl olur’ dediler. ‘Bakın, yasaya karşı geliyorsunuz, bu doğru bir şey değil’ dedik ve en nihayet bunları aldık. Yani bugün Türkiye Cumhuriyeti devletinin koruması altındadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı burada harekete geçtiyse bunun bir sebebi var, öyle ‘Türkler el koydu’ diye bir şey yok. Zaten bu Türkiye Cumhuriyeti devletinin malıdır, yüce Türk Milletine ait. Siz o tohumu araştırmak istiyorsanız önce bizden izin alacaksınız, bizim haberimiz olacak” diye konuştu.
‘BİZ ANADOLU’YU BÖLDÜRMEYİZ’
Saraçoğlu, görüşmeler sırasında İngilizlerin tohumların bir kısmının kendilerinde kalması için ısrar ettiklerini dile getirerek, “Biz ‘hayır’ dedik, tabii götüreceğiz hakkımız çünkü bizim. Ben tabii hattın öbür ucundayım, işte ‘üçte birini paylaşalım’ falan. Benim verdiğim cevap da ‘biz Anadolu’yu böldürmeyiz.’ Yani Anadolu bir bütündür, nereden toplanmışsa” ifadelerini kullandı.
‘ALMIŞLAR, İSMİNİ DEĞİŞTİRMİŞLER’
Anadolu’dan toplanan bazı tohumlara Kürtçe, Ermenice isimler verildiğine dikkat çeken Saraçoğlu, “Siz resmen Anadolu topraklarının coğrafyasındaki isimleri değiştiriyorsunuz ve bunlar bilimsel makale olarak yayınlanıyor. Bizimkilerin bundan haberi yok. Bunlar çok önemli şeyler. Siz bir bilimsel makale yazıyorsunuz. O makalenin içinde o bitki zikredilirken bütün dünya ‘armeniancum’, ‘kurdicum’, ‘byzanticum’u görüyor. Yani Anadolu topraklarından insanlar bizim tohumlarımızı, bitkilerimizi topluyorlar ve bunlara bu isimleri veriyorlar. Ne yapıyorsunuz, ne yapmaya çalışıyorsunuz? Mesela buradan tiriticum turanicum buğdayını almışlar götürmüşler yurtdışında bunun ismi değişmiş, bambaşka bir isimle bu patentlenmiş, tescil edilmiş, adamlar üç haneli milyon dolar para kazanıyorlar bundan” açıklamasında bulundu.
‘BUNLAR PAHA BİÇİLMEZ TOHUMLAR’
Bu tohumlar ile bitkilerin Türkiye’nin milli genetik kaynakları olduğunun altını çizen Saraçoğlu, “Bir ülkenin geleceği bu tohumlara bağlı. Sizin genetik kaynaklarınız ne kadar zenginse, biyolojik çeşitliliğiniz de o kadar zengin demektir. Bunlar paha biçilmez tohumlar. Bugün dünyada neredeyse kültüre alınmamış tohum kalmadı. ‘Domates tohumu’ diyorsunuz, hemen kültüre alınıyor. Rafa baktığınız zaman reyonda bütün hepsi tornadan çıkmış gibi aynı biber, aynı domates, aynı elma. Sanki aralarında boy farkı bile yok. Neden? Çünkü hepsi kültüre alındı. Genetik kaynaklarından çıktığı gibi, o biyolojik çeşitliliği, içerisindeki varyantları yok artık. Onun için bizim bu tohumlarımızın varyantlarını çok iyi korumamız lazım. Bunları iyi değerlendirmemiz lazım. Özellikle de dominant genlerine bakarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına bunların tescillenmesi lazım. Unutmayın, bu ‘ata tohumları’ dediğimiz şey kamu malıdır. Ata tohumu dediğimiz şey, kültüre alınmamış bir tohumu ne yapacaksınız? Onu gözünüz gibi koruyacaksınız. Yani paha biçilmez onlar” dedi.
‘YENİ BİR ÇEŞİT GELİŞTİREBİLİRSİNİZ’
Saraçoğlu, ata tohumlarının üretime kazandırılmasının önemine işaret ederek, “Bunlar orijinal, yani değiştirilmemiş tohumlar. Bunlardan her türlü yeni bir çeşit geliştirebilirsiniz. Ata tohumunuz sizin Çanakkale domatesi ise, Kilis domatesi de var, bununla onu çaprazlarsınız, yani melezlersiniz, yeni bir çeşit ortaya çıkartırsınız, şanslıysanız belki çok kaliteli olacaktır. Bunun için gençlerimizi çok iyi eğitmemiz lazım. Çünkü ileride açlık yılları bütün dünyayı saracak yani, bunun hiç kaçarı yok” uyarısını yaptı.
‘ÖYLE BİR NİMET Kİ, DEĞERİNİ ÖLÇEMEZSİNİZ, MİLYAR DOLAR’
Emine Erdoğan’ın himayesindeki Ata Tohumu Projesi’ne de değinen İbrahim Saraçoğlu, 2017 yılından bu yana ata tohumu toplama faaliyetlerinin sürdüğünü belirterek “Binin üstünde çeşit tohum; mercimek var, fasulye, domates, patlıcan, bamya var ve bunlar çoğaltılıyor. Ziraatın efendisi köylüdür, yani ziraatı yapacak olan köylüdür. Bunların sayısını çoğaltmamız lazım. Sınırsız imkan var Anadolu’da, daha ulaşamadığımız nice beldeler köyler var, daha ne tohumlar var. Bunların hepsi tescillenip bir merkezde bir veri bankası oluşturacaksınız, genetik yapılarına bakacaksınız. Biyolojik çeşitliliği hangi grubun içerisinde, ona bakacaksınız. Yeraltından çıkan tohumlar var. ‘Eski tohum, Nuh nebiden kalmış, bundan ne olacak’ deniyor. Öpüp de başınıza koyun, öyle bir nimet ki o, yani paha biçilmez. Bunu hiçbir şeyle tartamazsınız, değerini ölçemezsiniz, milyar dolar” diye konuştu.
‘TÜRKİYE BİR NUMARA OLACAKTIR’
Projenin Türkiye için hayati önem taşıdığını vurgulayan Saraçoğlu, “Dünyada Türkiye bir numara olacaktır bu tohumları ekip çoğaltarak. Öyle bölgelerimiz var ki tarım alanı olarak kullanacağımız; işte Harran Ovası. Burada yapılacak olan şey devletin bir merkez laboratuvarı kurması. Merkezde bunlar araştırılacak, bunu öyle gelişigüzel ‘yurtdışına göndereyim, genetik yapısına bakalım’, yok öyle, yurtdışına filan çıkarılmaz bu tohumlar. O bilgi, o genetik yapı bizde, içeride kalacak. Araştırılacaksa, tamam beraber araştıralım; ama benim gözümün önünde” mesajını verdi.
(DHA)