Mehmet Şakir ÖRS
Zeytinlik alanlardan her geçişimizde ve zeytin ağaçlarını her görüşümüzde, belleğimizde ve bilincimizde Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun dizeleri ses bulur, ‘Sitem’ isimli şiirinin her dizesi zeytin dalı ve her sözcüğü zeytin danesi olup yüreğimize düşer: “Önde zeytin ağaçları arkasında yâr / Sene 1946 / Mevsim / Sonbahar / Önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim / Dalları neyleyim. / Yâr yollarına dökülmedik dilleri neyleyim…”
ŞİMDİ ZEYTİN ZAMANI
Bugünlerde eğer yolunuz özellikle Ege ve Akdeniz’in kıyı kesimlerine düşerse zeytin bahçelerinde, zeytinliklerde hummalı bir çalışmaya tanık olursunuz. Zeytin ağaçlarının altında çullarını sermiş, düzeneklerini kurmuş, zeytin silken ve zeytin toplayan üretici ailelerini görürsünüz. Bizim de geçmişimizde, çocukluğumuzda ve ilk gençlik yıllarımızda, zeytinliklerde ve üzüm bağlarının içinde bulunan zeytin ağaçlarının altında çok zeytin toplamışlığımız vardır. O anılarımızı ve geçmişte çekilen sıkıntıları / zorlukları hiçbir zaman unutmayız, her daim hatırlarız…
Zeytin ve zeytinyağı, özellikle sağlık açısından çok değerli ve önemli gıda ürünleridir. Bu değerleri giderek daha çok anlaşılmakta ve yaygınlaşmaktadır. Ama onların ağaçtan ve bahçeden soframıza gelişi, oldukça uzun ve zahmetli bir emek zincirinin halkalarını oluşturur. Hele soğuk havada, karda, kışta zeytin toplamak hiç de kolay değildir…