Şeref OĞUZ
Merkez Bankası’nın ne yaptığı belli; 7 aydır sabit tuttuğu politika faizini 100 puan aşağı çekerek %13’e indirdi. Ama neden yaptığını anlamak mümkün değil… Politika faizini neden %13’e çektiklerine dair PPK’nın politika metnine bakıyoruz; sahiden politik bir metin olmuş. Anlayan beri gelsin.
Yine de dünyanın tersine gidiş inadının gerekçesini kavramaya gayret ediyoruz. Merkez’in iddiası şu; ekonomide iyileşme görülmüş, durgunluğa karşı tedbir alınmış… Sahi, ekonomideki iyileşmeyi neden yalnızca ekonomi yönetimi görüyor da ekonominin dilsiz kurbanları bizler fark edemiyoruz?
DÖVİZE ENFLASYONA BAKAN YOK
Eski bakan; “ben dövize bakmıyorum” diyordu. Yeni bakan; “ben enflasyona bakmıyorum” diyor. Peki, ekonomi bakanı olarak nereye bakıyorsun? “Efendim büyümeye bakıyoruz biz.” İyi de büyümeyi kemiren enflasyon şaha kalkmışken, döviz 20 liraların üzerine doğru koşarken vatandaşın hali ne olacak? Zaten ta Aralık’ta dediğim şuydu; “ dolar, gördüğü zirveyi unutmaz.”
Enflasyonu doludizgin, dövizi frensiz ortamda enflasyon için; “dünyadan kaynaklanıyor, bizim bir kusurumuz yok” diyemezsin. Hele ki kuruluş yasasının 4’üncü maddesinde asıl görevinin “fiyat istikrarını sağlamak” olduğu yazılıyken… Kısaca; “seçime gidiyoruz, bize büyüme lazım, gerisi hikâye” mi demek istiyorsun?
İKİ SORU İKİ CEVAP
Bu karar ne anlama geliyor?
Enflasyon ateşine odun taşımak anlamına geliyor. Anlamsızlaşan politika faizine yapay anlam yüklemek anlamına geliyor. Geçen yıl bu vakit politika faizi %19, enflasyon %19,8 idi. Şimdi ise politika faizi %13 ve enflasyon %80-140 bandında… Reel faiz ise -%66.6 ile dünya birincisi, tıpkı enflasyon şampiyonluğumuz gibi.
Bundan sonra nasıl yol alınır?
Daha fazla piyasa sopası, reel sektör değneği oluşur. Piyasa ekonomisi yerine yasa ekonomisinin işlerliği her geçen gün artar. Marketçileri denetlemek yeter mi? İş adamlarını stokçulukla suçlamak nedir? Bunların hepsi heteredoks söylemlerinin bir uzantısı…