Atilla Dorsay
Bu güzel gezide bizi ağırlayan Mutfak Dostları’nın yeni başkanı Alpaslan Baloğlu’ya, değişmez sekreteri Zeliş’e (Zeliha Biçer) ve tüm o güzel yolculuk arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Şarapları bol olsun!..
O kadar yoğunken, yeni kitabımı tanıtmaya çalışıp sayıları artan iyi filmleri de kaçırmamaya çalışırken, birden eşimin ısrarıyla sevgili Mutfak Dostları’mızın son etkinliğine katıldık. Ve geçenlerde bir hafta sonu, Trakya’da hayli yoğun, kesinlikle yorucu, ama aynı ölçüde bizi doyuran (her anlamda doyuran!) bir geziye gittik.
Mutfak Dostları’yla Eceabat’ta
Muftak Dostları Derneği’nin kurucu üyelerindenim. Nasıl olmayayım ki… 1980’lerde Cumhuriyet gazetesinde Ağız Tadıyla adını taşıyan bir haftalık sütun açıp en önemli restoranları en ünlü yemekleriyle tanıtan bendim. En çok o yıllardaki tercüman-rehberlik etkinliğim sayesinde öğrendiğim… Hiç unutmam, gazetenin mütevazı koşullarla yaşayan sadık okurları birden eyleme geçmişler, “bizim gazetemiz o lüks lokanta övgülerini, o yanına bile yaklaşamayacağımız yemekleri okumak zorunda mı?” diye mektup üzerine mektup yağdırmaya başlamışlardı.
Yine hiç unutmam: Beni en çok (sanırım muhteşem Nadir Nadi’nin de telkiniyle) İlhan Selçuk savunmuş, köşesinde bunun ulusal bir kültür sorunu olduğunu yazarak beni korumuştu. Ve sonra o yazılar yine Ağız Tadıyla adıyla kitaplaşmıştı.
Otelde Mutfak Dostları
Hey gidi günler hey… Sonrasında bu işe gerçek bir yetkiyle gönül veren çok insan tanıdım. Onlardan biri olan Tuğrul Şavkay’ın erken ölümünü, ardından gelen sayısız uzman ismi de unutamam. O ‘dostlar’la birlikte biz de ve dışarda sayısız etkinliğe katıldık. Ki sonuncusu o görkemli Tuna Gezisi idi ve nehir boyu sayısız eski başkenti görüp yemeklerini tatmıştık. Hemen sonrasında patlayan Koronavirüs salgını bu gezilere son vermişti. Bu bizim için hoş bir dönüş oldu.