Kalın zarlı nohut, pişmek bilmeyen kuru fasulye, tatsız kırmızı mercimek, lezzet peşinde koşan herkesin son dönemde en büyük sorunu. Sebebi ise bakliyatın Kanada ve Meksika gibi ülkelerden ithal edilmesi. Yerli üretim tüketmek istiyorsanız satın aldığınız ürünün menşeini mutlaka kontrol edin.
Marketten alışveriş yaparken ambalajların üzerini okursanız göreceksiniz: Türkiye’ye mercimek Kanada’dan, fasulye Tacikistan’dan, börülce Peru’dan, nohut Meksika’dan geliyor. “Peki bir dönem, dünya mercimek üretimi sıralamasında öncü ülke olan Türkiye’de, şimdi neden ithal sofralar kuruluyor?” Bu sorunun peşine düştük, beş farklı market zincirini gezdik, bakliyat reyonlarını tek tek kontrol ettik. İşte sonuçlar:
◊ Bilmeden ithal malı tercih etmemizin iki sebebi var: Birincisi, bakliyatın markasının Türkçe olması. Tüketiciyi yanılgıya düşüren ikinci detay ise paketlerin arkasına yerleştirilen küçük Türkiye bayrakları. Oysa ürünün nerede üretildiği bilgisini bize veren menşei, paketin en altında, küçük puntolarla saklanıyor.
◊ Kontrol ettiğimiz menşeilerin listesi Kanada’dan Meksika’ya, Tacikistan’dan Özbekistan’a, Peru’dan Vietnam’a kadar uzayıp gidiyor. Piyasaya göre çok daha ucuz ürün satan marketlerde durum daha da vahim. Sadece bir tane yerli üretim bakliyat markası bulunuyor.
◊ Konuyu gündeme getiren yemek araştırmacısı Refika Birgül, ‘Menşeini kontrol et, yerli üretime destek ol’ sloganıyla sosyal medyada bir kampanya yürütüyor. Instagram’da ‘yerlisi yoksa almam’ etiketli çağrı, insanların dikkatini çekmeyi başardı. Refika Birgül ve bir diğer yemek araştırmacısı Aylin Tan Öney’e sofralarımızda ithal ürünlerin ağırlıklı bulunmasının sebebini sorduk. Birgül, “Market zincirlerinin indirim kampanyaları buna sebep oluyor” diyor. Öney’e göreyse suç, yerli malı gıdayı talep etmeyen bizlerde. “Türlerimizi yeniden moda haline getirmemiz gerek” diye ekliyor.