TBMM Araştırma Komisyonu, Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununa karşı 157 çözüm önerisi sunarken, atık suların ileri biyolojik arıtmaya tabi tutularak Marmara Denizi’nin azot-fosfor yükünü azaltmanın öncelikli tedbir olması gerektiği belirtildi.
Tüm evsel ve endüstriyel atık sular ileri biyolojik arıtmaya tabi tutulmalı, arıtma tesislerinde su geri kazanımı sağlanmalı, Marmara Denizi’nin azot-fosfor yükünü azaltmak öncelikli tedbir olmalı
Marmara Denizi başta olmak üzere denizlerdeki müsilaj sorununun nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun 4 aylık çalışmanın ardından hazırladığı raporda, sorunlar tespit edilerek çözüm önerileri sunuldu.
Meclis Başkanlığına sunulan rapora göre, Marmara Denizi’nde besin tuzu miktarının artmasının bir sonucu olarak yüzey sularında biyolojik üretim arttı ve ışıklı tabakanın kalınlığı azaldı. Bu durum, zaman içinde Marmara Denizi dip sularının oksijeninin büyük bir kısmının kaybedilmesine ve oksijen azlığı gibi ekosistemi ciddi anlamda tehdit eden tehlikelerle karşı karşıya kalınmasına neden oldu.
Yapılan güncel çalışmalarla Marmara’nın derin sularında oksijen konsantrasyonunun 7,3 mikrometre seviyesine kadar düştüğü tespit edildi.
Raporda, Marmara’daki kirliliğin yüzde 76,53’ünün İstanbul’dan kaynaklandığı, İstanbul’u sırasıyla Kocaeli ve Bursa’nın takip ettiğine yer verildi.
Marmara Denizi’nin özellikle son 40 yıldır yoğun çevresel sorunların baskısı altında olduğuna işaret edilen raporda, bölgede artan nüfus, yoğun şehirleşme ve sanayi atıklarının yol açtığı kirliliğin, arıtma tesislerinin yetersiz kalmasına neden olduğu ifade edildi. Evsel ve endüstriyel atıkların doğrudan ya da yetersiz arıtma ile denize verilmesi ve turizm, gemicilik, tarım gibi faaliyetler sonucu organik yüklerin artmasının, Marmara Denizi’ni ötrofik hale getirdiği kaydedildi.
Son yıllarda çevre sorunları ile iklim değişikliğinin artan etkisinin deniz ekosistemlerine baskı oluşturduğu, biyoçeşitliliğin azalmasına yol açtığı, denizel canlı yaşamını tehdit ettiği belirtilen raporda, atıkların denize deşarjında organik birikimin taşıma kapasitesini aşması, iklim değişikliği sonucu deniz suyu sıcaklıklarının artışı ve durağan deniz şartlarının su değişimini sınırlaması gibi oluşumların tetiklediği plankton patlamaları gibi oluşumların daha sık gözlenmeye başlandığına işaret edildi.