Gelirini rekor enflasyondan korunmak isteyen tüketicinin ucuz ürünlere yönelmesi, discount (indirim) marketler ve özel markalı ürünlere olan talebi patlattı. İndirim marketlerinin sayısı 31 bini aşarken, özel markalı ürünlerin toplam ciro içindeki payı da yüzde 22’ye ulaştı. Bu yıl bu oranın yüzde 30’a ulaşması bekleniyor.
Art arda gelen zamların etkisi ile son aylarda hızla yükselen ve önceki gün rekor seviyeye çıkan enflasyon, geride kalan dönemde tüketici alışkanlıklarında da önemli değişikliklere yol açtı. Bu değişikliklerden biri de gelirini enflasyon karşısında korumak isteyen vatandaşların daha ucuz ürünlere yönelmesi oldu. Bu durum daha önceki yıllarda düşük bir hızla ilerleyen private label (özel markalı) ürünlere olan talebi de patlattı. Salgın öncesi toplam hızlı tüketim ürünleri cirosundan yüzde 19 pay alan özel markalı ürünlerin bu yıl bu oranı yüzde 30’a, önümüzdeki yıl ise AB ortalaması olan yüzde 35’e ulaştırması bekleniyor. Bu durum ürünleri içinde yüzde 50’den fazla özel markalı ürün bulunduran discount (indirim) market sayısında da patlamaya yol açtı. A101, BİM ve Şok marketlerden oluşan üçlü, geçen yılın tamamında 3 binden fazla şube açarak toplam mağaza sayısında 31 bine ulaştı.
“2022 private label yılı olacak”
Geçen hafta gerçekleştirilen seçim ile yeniden PLAT Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığına seçilen M. İmer Özer de bu durumu doğruladı. Özer, 2021’in özellikle ikinci yarısında bütün dünyanın salgının ekonomik etkilerini çok daha sert bir şekilde hissetmeye başladığını anlattı. Emtia, lojistik gibi birçok girdi maliyetinin yanı sıra kurdaki artışın da ekonomik dengeleri bozduğunu belirten İmer Özer, “Bu durum raf fiyatlarının katlanmasına yol açtı. Eskiden bildiğimiz bir marka 10 TL’ye satılırken özel markalı ürün 6 TL’ye satılıyordu. Şimdi ikisinin fiyatı da aynı oranda arttı ama aradaki fark korundu. Markalı ürün ile özel markalı ürün arasındaki makas korunduğu için private label’ı daha önce hiç tercih etmeyen, bildiği markadan şaşmayan tüketici de özellikle son 3 ayda bu alana kaydı. Bunun en önemli sebeplerinden biri da raflarda kimi zimin ürün bulunamaması ve A ya da B segmentinden de olsa markete gittiğinde 50 TL’ye yaptığı alışverişi 100-150 TL’ye yapar hale gelmesi… Bunun karşılığında da rafta gördüğü ama hiç denemediği ama private ürünü de denemeye karar verdi. Bu da yeni müşterilerin artmasına yol açtı. 2021 yılını iyi kapatmıştık ama bu yılın komple private label yılı olacağını düşünüyorum. Özel markalı ürünlerde yılı yüzde 22 mertebesinde kapattık. Bu yıl yüzde 30’u zorlayacak” dedi.
AB ortalaması yüzde 35
Private label ürünlerin toplam hızlı tüketim ürünleri cirosu içindeki payı AB’de yüzde 35 seviyesinde. Kimi Avrupa ülkesinde yüzde 45’i bulan bu oranın gelişmiş ülkeler ortalaması da yüzde 35. İmer Özer’e göre Türkiye’de olması gereken oran da yüzde 35 ve 2023’te bu rakama ulaşılacak. Bunu tetikleyen en önemli etkenin ürün portföyünde yüzde 50’den fazla özel markalı ürün bulunduran discount marketlerin hızla büyümesi ve organize perakende içindeki paylarını artırması olduğunu anlatan İmer, “Marketlerin kendi markasını yapma arzusu her geçen gün artıyor. Bunların hepsini üst üste topladığımızda ve enflasyonist baskıyı da düşündüğümüzde bu alanın büyümesi içten bile değil. Özel markalı ürünler enflasyon için el freni görevi görüyor. Private label olmasa enfl asyon yüzde 20-30 daha yukarıda olurdu” ifadelerini kullandı.