Vahap MUNYAR
Chobani CEO’su Hamdi Ulukaya, girişimciler ve işverenler için pandemi dönemden hasarsız çıkmanın yollarını anlattı.
New York Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Selçuk Şirin, Instagram hesabı üzerinden Chobani’nin Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Ulukaya ile canlı sohbet gerçekleştirdi. Dumanlı, sisli havalarda da yol almanın mümkün olduğunu anlatan Ulukaya, girişimciler ve işverenler için bu zor dönemden hasarsız çıkmanın yollarını anlatırken Türkiye’nin durumunu değerlendirdi.
İşte bu önemli sohbetten satır başları…
Prof. Selçuk Şirin, canlı yayınına şöyle başladı:
– Şu anda neredesin?
Ulukaya, yanıtladı:
– En sıkıntılı dönemlerde en rahat ettiğim yerde, Chobani’nin üretim merkezindeyim.
Ardından ekledi:
– Masada oturup başkalarına iş yaptırmayı doğru bulmuyorum. Sahada olmam gerektiğini düşünüyorum.
Prof. Şirin, zaman zaman “kirve” diye hitap ettiği Ulukaya, fabrikanın büyüklüğünü paylaştı:
– Burası 30-35 futbol sahası büyüklüğünde. 1.2 milyar dolarlık yatırım yaptım.
Fabrikayı 11 ayda bitirdiklerini belirtti:
– Geriye dönüp bakınca, “Abartmışım” dediğim oluyor. Ancak, bugün ulaştığımız noktada doğru yaptığımızı görüyorum.
COVID-19 sürecini “dumanlı, sisli hava”ya benzetti:
– ABD’de hayat durmuş durumda. Bizi de durmaya itiyor bu ortam. Ancak, durup ne yapacağız? Durmamak lazım.
Dumanlı, sisli havalarda yol alabilmek gerektiğini vurguladı:
– Zamanı doğru okumak gerekiyor. Böyle yapmayı da “fırsatçılık” gibi değerlendirmemek lazım.
Dumanın eninde sonunda dağılacağını kaydetti:
– Duman çekildiğinde insan geriye bakınca, “Çok yol almışım” diyebilmeli. Bugünler geçtiğinde, “Korona günlerinde neler yaptın?” sorusuna yanıtımız olmalı.
Chobani’nin kapalı olan fabrikasını alıp, atağa geçirdiği ilk yıllara döndü:
– İlk 3 yılda müthiş paralar teklif eden şirketler oldu. Vermedim, ben bağımsız yol almayı tercih ettim.
O dönemde, “Şimdiye kadar Chobani’nin büyük gıda gruplarından birine satılması lazım, neden olmadı?” diye soranların olduğunun altını çizdi:
– Chobani’yi bir anlamda start-up boyutunda iken alıp, bugünkü büyüklüğüne ulaştırdık. Bu tür büyümelere böyle işlerde pek rastlanmaz. Soranlara hep aynı yanıtı verdim, veriyorum: Ben bağımsız kalmak istedim.
COVID-19 süreciyle birlikte ofis personelini eve gönderdiklerini bildirdi:
– Üretimde çalışanlara işe devam ediyor. Siparişleri zamanında ulaştırıyoruz. Üretim rekorları kırdığımız anlar da oluyor.
Bu dönemde 3 konunun öne çıktığına vurgu yaptı:
– Sağlık, devamlılık, dayanışma… Böyle dönemlerde başkalarına destek olabilmek de önemli.
Bir tarafta her gün açıklanan “vaka ve vefat istatistikleri”, diğer tarafta kapanan şirketler, işini kaybedenler…
Böylesi ortamda, “Korona günlerinde yeni neler yaptın?” sorusuna yanıt hazırlamak kolay mı?
Normalde en az 30 günlük takvimim dolu olurdu, şimdi boş
PROF. Selçuk Şirin, Chobani Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Ulukaya’ya takviminin yoğun olduğu günleri anımsatıp sordu:
– Şu anda ajandanın durumu nasıl?
Ulukaya yanıtladı:
– En az 30 günlük takvimim dolu olurdu. Şimdi hiçbir etkinlik kaydı yok.
Çalışanlarımızın yüzde 30’u mülteci
PROF. Selçuk Şirin, Hamdi Ulukaya ile Instagram sohbetinde “Tent Foundation”u anımsattı. Ulukaya, ABD’de fabrikasının olduğu bölgede mültecilerin yaşadığı sıkıntılardan yanıta girdi:
– İnsanların evlerini bırakıp, başka ülkelere gitmesi kolay değil. Hedef ülkeye varınca iş bitmiyor. İş bulabildiğinde gidilen ülkede yerleşik hayata geçilebiliyor.
Mültecileri işe almaya başladığını belirtti:
– Çoğu İngilizce bilmiyordu. Onlar için tercüman istihdam ettik. Zamanla personelimizin yüzde 30’u mültecilerden oluştu.
“Tent Foundation”u mültecilere destek için kurduğunu vurguladı:
– Zaman içinde ABD’deki 110 dev şirket, “Tent”e destek verdi, mültecilere kapılarını açtı.
Anadolu’da benden çok daha başarılı olacak insanlar var
PROF. Selçuk Şirin, “Hamdi Ulukaya Girişimi”ne işaret etti, Ulukaya anlattı:
– Aslında ben girişimcilik açısından iyi bir profil değilim. Anadolu’da benden çok daha başarılı olabilecek insanlar var.
“Girişimcilik” kavramına kendi penceresinden şöyle baktı:
– “Girişimci”, topluma çareler üretir, başkalarının derdini düşünür.
Prof. Şirin’le Ulukaya’nın sohbeti sürerken “Hamdi Ulukaya Girişimi” sayfasını açtım:
– Hayallerine inan, ihtiyacın olan programı seç, New York’a gel…
Sayfada iki program seçeneği gördüm:
• Girişimci adayı destek programı
• Start-Up destek programı
Ulukaya, programın gördüğü ilginin altını çizdi:
– 50 bini aşkın başvuru var.
Çalışanlar maaş dışında kârdan da pay alabilmeli
PROF. Selçuk Şirin, çalışanları şirkete ortak etme öyküsünü anımsattı, Hamdi Ulukayaanlattı:
– Bu konuyu 3-4 yıl önce gündeme getirdik. Çalışanlar maaşları dışında kârın bir bölümünden pay almalıydı.
Çok ortaklılıkla birlikte borsaya kote olunması kuralıyla karşılaştıklarını belirtti:
– Benim niyetim şirketi halka açmak değil, çalışanların şirketin kârından pay almalarını sağlamaktı.
Bu modelin “vicdanlı kapitalizm”in gereği olduğunu vurguladı:
– Silikon Vadisi’nde bu modeli uygulayanlar var. Önümüzdeki dönemde şirketler bence bu yapıya geçecek.
Türkiye pazarında olmayı çok isterim
PROF. Selçuk Şirin, Hamdi Ulukaya’ya sohbeti izleyenlerden en çok yönelen soruyu sordu:
– Chobani, Türkiye’de yatırımı, üretimi planlıyor mu?
Ulukaya, yanıta şöyle girdi:
– Aslında Chobani olarak dünyanın farklı noktalarında büyümek gibi bir hayalim yok.
Ardından Türkiye’yi değerlendirdi:
– Türkiye, dinamik bir pazar. Türkiye’ye yatırım, en güzel karar olur. Şu anda gündemimizde böyle bir şey yok.
“Hamdi Ulukaya Girişimi”ne gönderme yaptı:
– Bu programda Türkiye’den girişimci gençlerle bir sosyal ortam oluşuyor. Belki onlardan birileriyle Türkiye’de bir şeyler yapılabilir.
Mevcut durumu yineledi:
– Şu anda kesinleşmiş bir planımız yok… 2-3 yıl sonra ne olur, bilemem.