Türkiye’nin kabak çekirdeği ihtiyacının yüzde 40’a yakınını, ay çekirdeği ihtiyacının ise yüzde 12’ye yakınını karşılayan Kayserili üreticiler, bu ürünler için havza bazlı destekten yararlanmak istiyor.
Türkiye’nin kabak çekirdeği ihtiyacının yüzde 40’a yakını, ay çekirdeği ihtiyacının ise yüzde 12’ye yakınını karşılıyor. Bölgede 2 bin 500 civarı çiftçi kabak çekirdeği üretimi yapıyor ancak yine de havza bazlı destekten faydalanamıyor. Ürünleri çerezlik ve nadas olarak kabul edildiği için gübre ve mazot desteği alamayan çiftçiler, özellikle ay çekirdeğinde yaşanan ithalatın önüne geçilmesini ve teşviklerden yararlanmayı bekliyor.
Kayseri’de kabak çekirdeği üretimi ağırlıklı olarak Tomarza ve Develi’de, ay çekirdeği üretimi ise Yeşilhisar’da gerçekleşiyor. Üretimini yaptığı kabak çekirdeğinin patentini alan Tomarza’da, Türkiye’nin ilk kabak çekirdeği üreticileri birliği ve çekirdek borsası da bulunuyor. Birlik üyeleri ayrıca bölgelerine kavurma ve paketleme tesisi kurulması için Tarım Bakanlığı’ndan destek istiyor. Kabak çekirdeğinde dekar başına sulu toprakta 150 ile 200 kilo arasında, kıraç toprakta ise 75 ile 100 kilo arasında verim alınıyor. Geçen yıl kabak çekirdeğini 8 ile 11 lira arasında satan üretici, bu sene 11 ile 14 lira arasında satmayı hedefliyor. Çekirdeğin üreticiden çıkan fiyatı ile markette tüketiciye sunulan fiyatı arasında yaşanan fark ise üreticiyi ayrıca rahatsız ediyor. Ürününü iç pazarda satmakta sıkıntı yaşamayan kabak çekirdeği üreticilerin en büyük beklentisi; devletin vereceği teşviklerden faydalanmak ve ihracat yapmak; ay çekirdeği üreticilerinin beklentisi ise üniversite işbirliğiyle sertifikalı ve daha verimli üretime geçmek.
Kayseri Ziraat Odaları İl Başkanı Abdulkadir Güneş, Kayseri’den havza bazlı destek kapsamına alınan ürünler arasında buğday ve arpa gibi ürünlerin yer aldığını, ancak üretim rekoltesinin diğer pek çok ilin gerisinde kaldığını kaydetti.
Türkiye’nin ay çekirdeği ihtiyacı Çin’den karşılanıyor
Kayseri’nin üretimde başı çektiği kabak çekirdeği, ay çekirdeği ve şeker pancarında ise destek alınamadığına işaret eden Güneş, “Bu durumun bir an önce çözülmesini istiyoruz. Türkiye’nin en verimli üretimini gerçekleştirdiğimiz ürünler desteklenirse ve üreticinin önü ithalat ile kapatılmazsa bu ürünleri ihraç eder duruma bile gelebiliriz”dedi. Özellikle ay çekirdeğinde gümrük vergisinin artırılması ve sertifikalı tohum üretilmesi gerektiğini kaydeden Güneş, “Ay çekirdeğini Çin’den alıyoruz. Çünkü bizden daha kaliteli üretim yapıyorlar. Bunun önüne geçmemiz için çiftçiyi eğitmemiz ve kaliteli tohum üretmemiz gerek. Üretim için güzel bir planlama yapılması ve desteklerin bölgenin üretimine uygun verilmesi gerekiyor. Örneğin Kayseri’de Yahyalı’ya elma için, Tomarza’ya da çekirdek için destek verilmesi gerekiyor. Hayvan ihtiyacını ithal karşılamak nasıl çözüm getirmiyorsa, çekirdek ve diğer tüm tarım ürünleri için de ayı durum geçerli. Üreticiler ve ziraat odaları olarak tarıma yönelik her türlü ithalata karşıyız” şeklinde konuştu.
Tomarza, ürettiği kabak çekirdeğinin patentini aldı
Türkiye kabak çekirdeği üreticilerinin ilk birliği Tomarza’da kuruldu. Birlik, şu anda bölgede üretimi gerçekleştirilen kabak çekirdeğinin de patentini aldı. Kayseri’nin sanayi ve ticaret ile ön plana çıktığını, bu yüzden tarıma yeterli ilginin gösterdilmediğini dile getiren Tomarza Kabak Çekirdeği Üreticileri Birliği Başkanı Ömer Karaoğlu, “Biz ürün kaliteli olsun ve geniş bir pazara hitap edelim diye üreticiler olarak elimizden geleni yapıyoruz. Kabak çekirdeğimiz için patent dahi aldık. Ancak ÇKS’den kesinlikle yararlanamıyoruz. Kabak çekirdeğini nadas ürünü olarak görüyorlar ama bölgemiz üretim için çok elverişli, gerekli desteği de alabilsek ihracat dahi yapabilecek kapasiteye sahibiz” diye konuştu. Destek almak için başvuru yaptıklarında ‘çerezlik ve eğlencelik olduğu için destek dışı’ cevabını aldıklarını söyleyen Karaoğlu, birliğin 600’den fazla üyesi olduğunu, sadece Kayseri genelinde de 2 bin 500 civarı ailenin çekirdek ile geçimini sağladığını belirterek, bu üreticilerin destek kapsamına alınmaları gerektiğini vurguladı. Karaoğlu, “Ekime nisan ayında, hasata ise eylülde başlarız. Ekim başlangıcından hasat zamanına kadar çalıştırdığımız işçilerin maliyeti 30 bin lirayı buluyor ve dediğimiz gibi hiç bir destek almadan bu süreci sürdürüyoruz. İthal eden değil, ihraç eden tarafta olmak istiyoruz” dedi.
Sertifikalı tohum için yardım bekliyoruz
Yeşilhisar Ziraat Odası Başkanı Metin Altıparmak ise gümrükten düşük maliyetle ay çekirdeği geçtiği için sanayicilerin yerli üreticileri tercih etmediğini kaydetti. Altıparmak, “Sanayici zaten dışardan ürün almayı tercih ediyor. Şimdi de mazot ve gübre fiyatları yükseldi. ÇKS desteğini zaten alamıyoruz. Gereken desteği alır ve kaliteli tohumu üretebilirsek, ithalatın da önüne geçeriz” ifadelerini kullandı.
www.dunya.com