“Dil bir şeye niyet ederken kalp bu düşünceye katılmazsa niyet makbul olmaz.” hadisi şerifi bizlere “sözün itibarı, kalbin tasdiki, vicdanın onayı, iradenin tecellisi ile mümkündür” ü anlatıyor.
Sebebiyet veren faktörler ne olursa olsun, iktisadi hayatımızda bir panikleme söz konusudur. Bunun sukuta ermesinin tek bir yolu var oda vakaları kendi mecrasında hür bir şekilde akmasına müsaade etmektir. Müdahaleler her zaman öngörülen faydayı sağlamamıştır ki; 1957, 1958 ve 1959 yıllarında uygulanan milli koruma ve istikrar tedbirleri iyi niyetle düşünülenin aksi tecelli etmiştir.
Sayın Reisi Cumhurumuzun buyurduğu gibi bizlerin ihracata yönelmemiz şarttır. İhracata yönelebilmemiz için de kaliteli meyve- sebze yetiştirmemiz gerekir. Bununda ana faktörü kaliteli ürün fiyatının değerini bulmasına mâni olunmamasını temin etmektir.
Mesele maliyet- fiyat ve fayda meselesi değil. Kaliteli üretim yapanı takdir ve teşvik meseledir. Günümüzde üreticiye ve üreticinin ürününü ticari emtiaya dönüştüren tüccar, komisyoncu, ihracatçı, manav, pazarcı veya marketi tiksindirici ifadeler ile kamu önünde layık görülen itham, bence iftira hükmündedir. Buda hem bu dünyada hem de ahirette hesabı verilmesi gereken bir husustur.
Netice olağanüstü bir durum varmış gibi etiket denetlemeleri, gizli açık NARH uygulamaları, NAS ‘ın ret ettiği bir hükümdür. Adaletin temsilcisi Hz. Ömer de bu NARH uygulanmaması konusunda çok hassasiyet göstermiştir. Zaten anayasamızın 3. Bölümü 45. Md. de devletimize bu yükümlülüğü vermiştir
Merak eden İslam Ansiklopedisi NARH kısmını tetkik edebilir. Ez cümle olarak, kurumlarımızı kuruluşlarımızı ve yaş meyve sebze sektöründe üretimden nihai tüketimine kadar fertleri zan altında iftira hükmünde olan ithamlardan hassasiyetle kaçınılması gerekmektedir.
Şurası unutulmamalıdır ki geçmişte olduğu gibi bugün de yarın da ülkemizde huzur, sükûn siyasi ve iktisadi istikrar tarım kesiminin refahı ile mümkündür.
Üzerinde odaklanmamız gereken en önemli konu, sebzenin meyvenin fiyatı değil, insan gıdasına uygun, pestisit siz ürün yetiştirme üzerine yoğunlaşmamız gerekmektedir, ki bu halkımızın ve gelecek nesillerimizin sağlığı olduğu kadar Sn. Reisi Cumhurumuzun ihracat seferberliği doktrini ne de büyük ivme kazandırarak ülkemizin döviz ihtiyacını fazlasıyla sağlamış olacaktır.