Şehriban Kıraç
Yaklaşık 1 milyon çiftçi topraktan koptu. İstihdamda tarımın payı yüzde 34’ten yüzde 15’e geriledi. Son 1 yılda çiftçiler aldıkları borcun büyük bölümünü ödeyemedi. Gübre, mazot, ilaç zamları ise üreticinin belini büktü.
Bugün 14 Mayıs Çiftçiler Günü. Ancak Türkiye’deki milyonlarca çiftçi bu günü borç batağında, zamların ve koronavirüsün gölgesinde geçiriyor.
Günümüzde pek çok ülke, gıda yeterliliği ve gıda güvenliğini sağlamak için tarımda uzun vadeli politikalar geliştirirken, Türkiye’de ise tarım arazilerinin rant uğruna betonlaştığını, çiftçinin yeteri kadar desteklenmediği için üretemediğini görüyoruz. Para kazanmadığı için çiftçiler toprağı terk ederken ithalatın arttığını, ithal edilen ürünlerde ise gıda güvenliğinin şüpheli olduğunu, yeteri kadar denetimin yapılmadığını, her gelen Tarım Bakanı ile tarım politikalarının değiştiğini izliyoruz.
İSTİHDAMDAKİ PAY YÜZDE 15.5’E İNDİ
Cumhuriyetin ilk yılları nüfusun yüzde 75’i kırsalda, yüzde 25’i kentlerde yaşıyordu. 2018 yılında ise kent nüfusu yüzde 92.3, köy nüfusu ise yüzde 7.7 oldu. İstihdamda tarım sektörünün payı ise 2002 yılında yüzde 34.9 iken, Şubat 2020 döneminde yüzde 15.5’e geriledi. Çiftçi kayıt sistemindeki çiftçi sayısı 2002 yılında 2.8 milyon iken 2019 yılında 2.1 milyon kişiye düştü, yani 700 bin kişi üretimden koptu.
BATIK KREDİ MİKTARI YÜZDE 34 ARTTI
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre, tarım sektöründe son bir yılda icraya düşen kredi miktarı yüzde 34 artış gösterdi. Geçen yıl mart döneminde tarım sektöründe takipteki kredi miktarı 4 milyar 142 milyon TL iken bu yılın aynı döneminde batık kredi miktarı 5 milyar 540 milyon liraya fırladı. Borçla ayakta kalmaya çalışan çiftçi sayısı da hızla artıyor. Geçen yıl tarım sektöründe kullanılan toplam kredi nakdi kredi miktarı 106 milyon 94 milyon TL iken bu yıl mart ayında bu miktar 115 milyar TL’ye yükseldi.
TARIM ARAZİLERİ RANTA AÇILDI
Son yıllarda ise verimli tarım arazileri ranta açılarak inşaat sektörünün hizmetine sunuldu ve betonlaştı. Son 16-18 yılda işlenebilir tarım arazileri 26.5 milyon hektardan 23 milyon hektara, mera alanları ise 16.5 milyon hektardan 11 milyon hektara düştü.
Türkiye 2018 yılında 5.8 milyon ton, 2019 yılında ise 7.6 milyon ton buğday ithal ederek, ithalat rekorları kırdı. Oysa 1990’lı yıllardan bu yana buğday üreticisinin emeğinin karşılığını alamadığı için terk ettiği 2,5 milyon hektarlık alan tekrar buğday üretiminde kullanılsa yaklaşık 6.8 milyon ton ilave buğday üretmek mümkün olabilecek ve ithalata gerek kalmayacaktı.
MAZOT VE GÜBREYE FAHİŞ ZAMLAR
Çiftçi; mazot, gübre, ilaç gibi girdilerin yüksekliğinden şikâyet ederken elektriğe ödediği para da her geçen gün artıyor.
15 HAZİRAN’DAN SONRA YİNE İFLAS
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, koronavirüs salgını başlamadan önce de etkisini gösteren ekonomik krizin en çok tarım kesimini etkilediğini belirterek, “Salgın öncesinde binlerce çiftçinin icra takibinde olduğu bilinen bir gerçektir. Buna rağmen bakanlık resmi verileri paylaşmaktan imtina etmektedir. Ekonomideki kötü gidişi saklayarak bir yere varılamayacağı artık anlaşılmalıdır” dedi.
Salgınla birlikte daha çok güç kaybeden çiftçiler için icra ve iflas takiplerinin 15 Haziran’a kadar ertelendiğini hatırlatan Gürer, “15 Haziran’dan sonra ne olacak? Ektiğini biçemeyen, biçtiğini değerinde satamayan, devletten destek göremeyen çiftçiler bu tarihe kadar borçlarını ödeyebilecek mi?” diye sordu.
FEDAKARLIK GÖSTERİP ÜRETİYOR
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Koronavirüsle mücadelenin kahramanlarından biri de Türk çiftçisidir. Bir alkışı da emektar çiftçimiz hak ediyor” dedi.
Hastalıklarla mücadelede yeterli ve dengeli beslenmenin ilaç kadar önemli olduğunu ifade eden Bayraktar, “Çiftçimiz pandemi sürecinde fedakarlık göstererek üretmeye devam etmiş, gıda arzında kesinti yaşanmasına müsaade etmemiştir. Dünyada çiftçiler, pandemi sürecinde üretimden kaçarken bizim çiftçimiz ülkemiz için üretmeye devam ediyor” diye konuştu.
Bayraktar açıklamalarında çözüm önerileri ve taleplere ilişkin de bilgi vererek, “Gübre, mazot, elektrik, ilaç, yem gibi girdiler ile sulama ücretlerindeki artış tarımsal üretimi olumsuz etkiliyor. Gübre fiyatları üretimde önemli bir kriterdir.
Bazı gıda ürünlerinde spekülatif olarak yaşanan fiyat artışları, üretici- tüketici makasının açılmasına neden oluyor. Bu durum hem üreticilerimizi hem de tüketicileri olumsuz etkiliyor.
Üreticilerimiz ürününü düşük fiyatla satarken tüketici pahalıya alıyor. Bu spekülatif hareketlerin denetimlerle kontrol altına alınması gerekiyor” diye konuştu.
Kaynak: www.cumhuriyet.com.tr