Kasım ayı tencere enflasyonunun yüzde 7,16 olduğunu belirten sektör temsilcileri, gıda enflasyonu, dövizdeki yükseliş ve arz talep dengesizliğinin işletmeleri zor durumda bıraktığını dile getirdiler.
Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez, başta gıda enflasyonu olmak üzere son aylarda iyice belirginleşen olumsuzlukların hazır yemek sektörünün belini iyice büktüğünü söyledi.
“Adeta zarar yönetiyoruz. Bir tabldot yemek yeni yılda en az 20 lira, hatta bu fiyatın da üzerinde olmak zorunda kaldı” diyen Dönmez, süt fiyatlarındaki yüzde 47 artış ile yoğurt, ayran türü gıdaların ayrıca fiyatlandırması, fiyat güncellemelerinin ve sözleşme sürelerinin2-3 aylık aralıklarla yapılması gibi önlemlere başvuracaklarını açıkladı.
Kasım ayı tencere enflasyonu yüzde 7,16
BUYSAD’ın verilerine göre Kasım ayı tencere enflasyonunun yüzde 7,16, son 11 aylık artışın ise yüzde 39,46 olduğunu bildiren Dönmez, dünya genelinde son 2 yılda belirgin şekilde hissedilen gıda fiyatlarındaki yükselişin, Türkiye’de döviz artışı ile daha da baskın hale geldiğini ve genel enflasyonun üzerinde seyretmeye başladığını hatırlattı.
Dünyadaki gıda fiyatları artışının, Türkiye’deki artışa etkisinin yadsınamayacak düzeyde olduğunu belirten Dönmez, pandemi sürecinde yaşanan arz ve talep dengesizliği ile son bir ayda dövizdeki hızlı yükselişin hazır yemek ve catering sektörü üzerine kâbus gibi çöktüğünü söyledi. Hazır yemek sektörünün gıda enflasyonunun genel enflasyonun üzerinde seyretmesi ve pandemi sürecinin getirdiği ek maliyetler nedeniyle zaten zor durumda olduğunun altını çizen Başkan Dönmez, şöyle konuştu:
“Hammadde tedarikinde sıkıntı var”
“Yüksek döviz kuru, arz talep dengesizliğini iyice bozdu. Tarım ürünlerimiz, dövizin yükselmesi nedeniyle ihracata kaydı. İç piyasadaki talep karşılanmıyor. Sektörde hammadde tedarikinde büyük sıkıntı var. Dövizin yüksek olması nedeniyle talebin ithalatla karşılanması da imkânsız hale geldi. Pandemi sürecinde, hijyen ve sanitasyon konusunda alınan ekstra önlemler zaten maliyetlerimizi artırmıştı. Şimdi buna bir de fiyatları dövize bağlı olarak yükselen sarf malzemelerinin (ambalaj, tek kullanımlık çatal, bıçak, tabak, temizlik malzemeleri vb) getirdiği ek maliyetler eklendi. Ekmek ve yoğurt fiyatındaki artış ve yeni yılda asgari ücretle birlikte artacak olan işçilik maliyetleri sektörümüze yeni yükler bindirecek.”
“Hem üreten hem de tüketen kaybediyor”
Türkiye’deki gıda fiyatlarının yüksek olmasının en önemli nedeninin plansız üretim olduğunu vurgulayan BUYSAD Başkanı Dönmez, arz ve talep dengesizliğinin gıda fiyatlarını tetikleyen unsur olduğunu kaydetti. İç piyasada karşılanamayan talebin, ithalatla baskılanmaya çalışıldığını dile getiren Dönmez, üreticilerin girdi maliyetlerinde dışa bağımlı olmasının da iç piyasaya gıda enflasyonu olarak yansıdığına işaret etti.
Dönmez, “Üretimden tüketime kadarki tüm süreçler sıkıntılı. Tarlada ucuz, pazarda pahalı. Üreticinin kazanamadığı, tüketicinin ucuz ve kaliteli gıdaya ulaşamadığı bir yapıdan söz ediyoruz. Bu durumdan ne satan (üretici) ne alan (tüketici) memnun değil. Türkiye gibi dar gelirli kesimin nüfusa oranının yüksek olduğu bir ülkede, gıda enflasyonu artık toplumsal bir mesele hâline dönüştü” diye konuştu.
Coşkun Dönmez, gıda enflasyonu ile başa çıkabilmek için gıda sektörünün temel altyapısını oluşturan tarım ve hayvancılık uygulamalarının iyi yönetilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Kaynak: www.gidahatti.com