Manisa’da askeri kışladaki gıda zehirlenmesiyle gündeme gelen Türk hazır yemek sektörü, geçen yıl 66,5 milyar lira ciro yaptı.
Manisa 1. Piyade Er Eğitim Tugay Komutanlığı Albay Arif Seyhun Kışlası’ndaki gıda zehirlenmesi, hazır yemek sektörünün son durumunu ve gıda güvenliğini akıllara getirdi.
Türkiye Yemek Sanayicileri Dernekleri Federasyonu (YESİDEF) 2016 verilerine göre, 5 binin üzerinde firmanın hizmet verdiği ve 400 bin kişinin çalıştığı hazır yemek sektöründe günlük 6 milyon adet yemek üretilirken, yemek sanayinin yılık cirosu 66,5 milyar lira olarak hesaplandı.
Türkiye’deki hazır yemek sektörüne ilişkin soruları yanıtlayan YESİDEF Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Zincirkıran, Türkiye’deki yemek endüstrisinin son 10 yıl içinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile yürütülen çalışmalarla çok yüksek bir standarda kavuştuğunu söyledi.
YESİDEF’e bağlı şirketlerin Gıda, Tarım ve Hayvancılık bakanlığının kontrolü altında olduğunu belirten Zincirkıran, “Şirketlerimizi HACCP denilen Tehlike Analizleri Kritik Kontrol Noktaları sistemiyle devamlı denetliyoruz. Biz işletmemizde haftada bir denetim yapıyoruz diye bir şey yok. Üretim zaten devamlı olarak denetim altında işliyor, başka türlü kontrol edemezsiniz. İşlem sırasında yapılan hatalar, yemeklerin pişme dereceleri, soğutma dereceleri, saklama süreleri atlanabilir.” dedi.
Zincirkıran, askeri kışlalardaki yemek üretiminin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca denetlenmediğine dikkati çekerek, askeriyenin kendi kontrol mekanizmaları olduğunu ve oradaki denetime hakim olmadıklarını ifade etti.
Son 10 yıl içinde sektörü Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile çok yüksek bir standarda getirdiklerini anlatan Zincirkıran, “Türkiye’deki durum Avrupa Birliği ülkelerindeki standardın üstündedir. Sektördeki firmalar hızlı bir şekilde kendilerini geliştirmekte. Sektörün güzel bir büyümesi var ve bundan sonra da yapılacak çok iş var. Sektörümüzde herhangi bir problem yok, sektörün alt yapısal problemleri çözülmüştür. İş son derece güzel standartlarda yürüyor.” değerlendirmesinde bulundu.
‘Kaliye ve hijyenin de maliyeti var’
Zincirkıran, sektörde yabancı sermayeli şirketlerin de olduğunu belirterek, Türk firmaların ise Rusya, Ukrayna, Katar, Fas, Kazakistan gibi ülkelerde kısa süreli işler yaptıklarını dile getirdi.
Sektörde gıda güvenliğinin sağlanmasında yemek hizmet ihalelerinin önemine dikkati çeken Zincirkıran, şunları söyledi:
“Sayın Başbakan yemek hizmeti alımı ihalelerine ilişkin kanun değişikliğinin olacağını açıkladı. İhalenin en ucuz teklifi verene değil de işi yapabilecek olan firmaya verilmesiyle ilgili olarak. Burada, ihaleye çıkan makamlar önceden kendileri bir maliyet hesabı yapıyorlar, ‘Ben buraya 4 kap yemek alacağım, bu 4 kap yemekte 100 gram et, 50 gram pirinç olacak” diyorlar ve buna göre bir maliyet hesabı yapıyorlar. Bu da 7 bin kişilik bir iş. Bu 7 bin kişilik işin kalite ve hijyen kısmını nasıl yöneteceğim, bunun da bir maliyeti var. O maliyeti hesaba katmıyorlar. Zaten adam 28-30 lira alması gereken işi, 17 lira vermiş almış. İşi verenler yalnız ham madde maliyetlerini saymış, bunun kalite güvence maliyetini hesaplamamış.”
www.dunya.com