Vegan ve vejetaryenlere uygun olan bitkisel bazlı ürünlerin ne kadar sağlıklı olduğu konusunda tartışmalar yaşansa da, söz konusu ürünlerin gördüğü ilgi, vegan pazarını gıda sektörünün en hızlı büyüyen pazarı yaptı. Bitki bazlı gıda ürünlerinde pazar büyüklüğünün 2027 yılına kadar 74 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor.
Vegan ve vejetaryen beslenme çeşidi benimseyen insan sayısı gün geçtikçe artıyor. Gerek hayvan hakları gerek karbon ayak izinin azaltılması adına belli duyarlılıklarla tercih edilen bitkisel bazlı beslenme ayrıca artan nüfusun beslenme ihtiyacına da çare olarak düşünülüyor.
Vegan pazarı 2027’ye kadar 74 milyar dolara ulaşacak
Gıda sektöründe özellikle büyük firmaların, hayvansal gıda ürünlerine ek olarak aynı ürünlerin bitkisel bazlı çeşitlerini de bünyesine katması, marketlerde de vegan-vejetaryen reyonların artmasına neden oldu. Restoranlar da aynı şekilde menülerine uygun yemek çeşitleri bulundurmaya başladı.
Son yıllarda bitki bazlı gıda çeşitliliğinin artması ile birlikte vegan pazarı, sektörün en hızlı büyüyen pazar payına sahip oldu. ABD’de bitki bazlı gıdaların perakende satışları 2020’de yüzde 27 artarken, piyasa değeri ise 5,5 milyar dolardan 7 milyar dolara çıktı.
Tüketici taleplerinden etkilenen gıda sektöründeki pazar paylarındaki değişim, Türkiye Vegan Birliği’nin V-Label Almanya Ofisi tarafından yapılan Proveg International raporu ile ortaya konuldu. Rapora göre, küresel bitki bazlı gıda sektörünün 2027 yılına kadar 74 milyar ABD dolarına ulaşacağı ve yıllık büyüme oranının yüzde 12 olacağı öngörülüyor. Büyük ülkelerin et, süt, peynir gibi hayvansal proteinlerin yerini alacak olan alternatif bitkisel bazlı proteinler için önemli yatırımlar yapıldığını aktaran raporda, ayrıca pazarın bu sayede 2035 yılına kadar dünya çapında 290 milyar dolara ulaşacağı kaydedildi.
Yapay etin değeri, 2030’a kadar yüzde 95 artacak
Rapor ayrıca uzun vadede geleneksel protein ürünlerinin yerini laboratuvar ortamında üretilecek olan kültür ve bitki bazlı ürünlerin alacağını öngörürken, şu anda tüketilen ve yüzde 90’ı hayvansal ürün olan etin 2040’ta yüzde 40 oranına düşeceği ve yapay etin (kültür et) 2030’a kadar yüzde 95 oranında değer artışı göstereceği bilgisi aktarıldı.
Gıda sektöründeki satışların son iki yılda yüzde 43 arttığı belirtilen raporda, daha sağlıklı olduğu düşüncesi ile pandemi zamanı bitki bazlı ürünlerin satış rakamlarının normal gıda satışlarından 9 kat daha fazla arttığı da kaydedildi.
Sera gazı salınımının yüzde 30’u hayvansal üretimden kaynaklanıyor
Bitkisel bazlı ürünlerin artmasının sera gazı salınımı için de daha iyi olacağını ifade eden Bahçeşehir Üniversitesi Gastronomi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Y. Birol Saygı, daha sürdürebilir bir dünya için gıda sektörünün özellikle nüfus artışı adına değişim göstereceğini söyledi. Saygı, şöyle devam etti:
“Vejetaryenliğin ve veganlığın en büyük nedenlerinden birisi çevreyi korumak. Çünkü sera gazı salınımının yüzde 30’u hayvansal üretimden geliyor. Başka bir sıkıntı da bu kadar insana nasıl hayvan yetiştireceğiz? Çünkü gıda üretimini 2050’ye kadar 2 katına çıkarmamız gerekiyor. Şu anda 7.8 milyar insan var. 2050’lerde bu rakamı 10 milyara bekliyoruz. Önemli olan yeterli ve kaliteli gıdanın sağlanması. Bir Amerikalı sanki 4.9 dünya varmış gibi yaşıyor, Türkiye de ise 1.9 dünya varmış gibi yaşıyoruz. Ortalamaya baktığımızda ise insanlar 1.7 dünya varmış gibi yaşıyor. BM bu kadar insana nasıl gıda sağlanacağını düşünmeye başladı ve iki olay ortaya çıktı. Birincisi temel gelir, diğeri temel diyet. Temel diyette insanların kaliteli ve sağlıklı beslenmesi gerekiyor. Bu yüzden de düşündükleri hayvansal gıdadan kaçmadan ama daha çok bitkisel ağırlıklı gıdalar üretmek. 2021 gıda eğilimlerine ve trendlerine baktığımızda bir takım temel noktalar var. En önemli trendlerden bir tanesi de yine bitkisel bazlı gıdalara yönelmek. Bu çerçevede gıda sanayi zaten değişecekti.”
“Önü açık bir sektör ama…”
Sektörde vegan ve vejetaryen ürün yatırımı yapmak isteyenlerin önünün açık olduğunu fakat lezzet noktasında çok dikkatli olunması gerektiğinin altını çizen Birol Saygı, “Pazar paylarında da bitki bazlı ürünlerde 2020-2025 dilimine baktığınızda, nereden baksanız yüzde 30’luk bir büyüme öngörülüyor. Bu eğilim artarak devam edecek. Belli bir yatırım yapılması lazım ancak tüketicinin kabul edebileceği lezzete de ulaşmak gerekiyor. O yüzden doğru bir reçete ile bilimsel çalışmaların yapılması lazım. Kesinlikle önü açık bir sektör” dedi.
Beslenme alışkanlıklarından hangisi daha sağlıklı?
Saygı ayrıca sadece bitki bazlı beslenme alışkanlığının ne kadar sağlıklı olduğuna dair sorulara ithafen bu anlamda yapılan başka bir araştırmaya da değinerek, “Dünyada nerelerde 100 yaşının üzerinde yaşayan insanlar daha fazla?’ denilerek bir araştırma yapıldı. Yapılan çalışmalarda 5 bölge tespit edildi. Beslenme dışında tabii ki birçok etken var ama ortak beslenme alışkanlıklarına bakıldığında, gıdaların bitkisel ağırlıklı olduğu ve bunun yanında balık tüketiminin es geçilmediği görüldü. Beslenmenin temel ilkelerine baktığımızda günlük aldığımız enerjiyi mevcut gıda gruplarından almak zorundayız. Beslenme için iki kelime çok önemli; yeterli ve dengeli. Bir diğer üçüncü kural ise çeşitlendirilmiş. Tek bir gıdadan bütün faydaları sağlayamayız. O yüzden çeşitlendirmeliyiz. Çok fazla diyet modelleri var. Her diyetin artıları veya eskileri var. Önemli olan beslenme ilkeleri çerçevesinde o diyeti yorumlamak, fakat bu işlerin en kritik noktası bilinçli yapmak. Vegan ve vejetaryenlik de bir diyet modelidir. Hangi diyeti tercih ederseniz edin, mutlaka sağlık kontrolü altında yapmanız gerekmektedir” diye konuştu.
Kaynak: www.gidahatti.com